Adil Gelir Dağılımı, Hakça Ücretlendirme...

Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 14 Ekim 2025 tarihli yazısı: Adil Gelir Dağılımı, Hakça Ücretlendirme...

Abone Ol

Yıllar önce gazetemizde yazmıştım tekrar etmeye değer önemde bir konu: Bir ülkede gelir dağılımında adalet ve ücretlerin hakkaniyete yaraşır tatbiki sağlanmadan ne kalkınma ne refah nede toplumsal huzur sağlanamaz…

Ülkemizde gelir dağılımı çok bozuk, eşit şe eşit ücret uygulaması ise karmakarışıktır…

Oysa gelir dağılımında adalet toplumsal kalitenin de bir göstergesi olduğu gibi “eşit işe eşit ücret” adeta bir insanlık hakkıdır.

Bugünse burada ve her yerde hayatın olanakları açısından insanlar arasında uçurumlar var.

Bir yanda infial uyandıran bir yoksulluk diğer yanda tiksindirici bir servet yığınağı var.

Böyle bir olumsuz tablo ekonominin istikrarı ve “sürdürülebilir değerler sistemi” açısından da sakıncalıdır.

Kişilerin eğitimi ve yeteneği açısından farklılıklar olsa da herkesin sağlık, eğitim, ulaştırma hizmetlerinden ve örneğin yıllık tatil olanaklarından asgari düzeyde ve belli bir kalitede yararlanması gerekir.

Öte yandan yalnız çalışanların değil, işsizlerin de hayatını belli bir vasatta idame edecekleri ve elbette emeklilikte insanca bir yaşamın garantilendiği koşulların sağlanması devlet ve toplum açısından bir zorunluluktur.

Kaldı ki bizde çalışma saatleri uzun ve kadınların ve gençlerin istihdama katılımı sorunludur.

Gelir dağılımına bir kez daha gelince… Gelir dağılımı bizde ve her yerde adaletsizdir!

Türkiye, yıllardır gelir adaletsizliğinin giderek tırmandığı, nüfusun çok önemli bir kesitinin kredi kartlarına borçlu olduğu; en alt ve en üst gelir grupları arasında neredeyse on kat “farkın” bulunduğu bir ülkedir.

Gelir dağılımı adaletsizliği yalnız nakdi veya gayri nakdi gelir ve varlıkların dengesiz dağılımı açısından değil aynı zamanda mal ve hizmetlerin tüketilmesinde yetersizlik anlamında da kendini belli eden bir durumdur.

Buna bir de servet dağılımındaki eşitsizliği eklediniz mi ortaya yoksulluğun resmi çıkmaktadır.

Aslında “ücret”, “vergi”, sosyal haklara ilgili müdahale alanı ve ajandası bulunmayan ve sonuç olarak geliri adilleştirmeyen, ücretleri hakça uygulamayan bir ortam, tarım, enerji, istihdam alanlarında da kamu refleksinin dumura uğradığı genel ortamla tamamlanmaktadır. Bu da ailelerin, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.

İhtiyacımız olan üretken kamu yatırımları, etkili tasarruf, adil bir vergi sistemi ve hakça bir ücretlendirme politikasının eşliğinde, ulusal kaynaklarımıza sahip çıkmak; enerjide, tarımda, istihdamda vatandaşlarımızı gönendirecek ve güvendirecek önlemleri almaktır.

Bu amaçla sosyal devlet, zenginleştiren büyüme, adil gelir dağılımı ve hakça ücret politikasının tesisi için gereken her türlü önlemi almak ve uygulamak zorundayız…