Akciğer kanseri farkındalığının artırıldığı bu dönemde uzmanlardan önemli bir uyarı geldi. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zafer Aktaş, endobronşiyal ultrasonografinin (EBUS) akciğer hastalıklarının tanısında vazgeçilmez bir yöntem haline geldiğini belirterek, özellikle akciğer kanseri, lenfoma ve tüberküloz gibi kritik hastalıklarda erken ve doğru tanıya büyük katkı sağladığını söyledi.
Bronkoskopi ve Ultrason Teknolojisi Bir Arada
Doç. Dr. Zafer Aktaş, EBUS’un bronkoskopi ile ultrasonun birleşmesiyle oluşan ileri bir tanı yöntemi olduğunu vurguladı. Aktaş, bu tekniğin akciğer kanseri başta olmak üzere lenfoma, tüberküloz, sarkoidoz ve mediastinal kitlelerin değerlendirilmesinde yüksek başarı sağladığını belirtti.
Cerrahi İşleme Gerek Kalmadan Yüksek Doğruluk
EBUS sırasında cihazın ağızdan soluk borusuna ilerletildiğini anlatan Aktaş, ucundaki ultrason probu sayesinde bronş duvarının ötesindeki dokuların gerçek zamanlı görüntülenebildiğini ifade etti. Bu sayede lenf nodları ve kitlelerin ameliyatsız incelendiğini “Yöntemin en büyük avantajı minimal invaziv olmasıdır. Cerrahi gerekmeden kısa sürede, güvenli bir şekilde uygulanır” sözleri ile belirtti.
Biyopsi Alırken Hedefi Tam İsabetle Buluyor
Gerçek zamanlı ultrason rehberliği sayesinde biyopsi örneklerinin tam doğru bölgeden alınabildiğini belirten Aktaş, bunun akciğer kanseri tedavi planlamasında çok büyük önem taşıdığını “EBUS’un sağladığı tanısal doğruluk, hastaya en uygun tedavi yöntemini belirlemede kritik rol oynar” şeklinde açıkladı.
Doğru Hastada Doğru Zamanlama
Doç. Dr. Aktaş, EBUS’un göğüs hastalıkları pratiğinde artık standart bir araç haline geldiğini söyleyerek sözlerini “EBUS, güvenli, konforlu ve etkili bir yöntemdir. Doğru hastada ve doğru zamanda uygulandığında hem tanı hem tedavi sürecinde fark yaratır” diyerek tamamladı.




