Ankara Haberleri

Ankara için Tehlike Çanları Çalıyor! Rakamlar Ortaya Çıktı

ASKİ verilerine göre Ankara’daki barajların toplam doluluk oranı yüzde 16,8'e, aktif olarak kullanılabilir suyun oranı ise yalnızca yüzde 5,55'e düştü. Kuraklık yönetimi ve su tasarrufu önlemleri acilen devreye alınmazsa büyük risk kapıda.

Abone Ol

Son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileri Ankara’da da kendini açıkça hissettirmeye başladı. Yağış rejimindeki düzensizlik, aşırı sıcaklar ve artan nüfusun suya olan ihtiyacı, kenti ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Gözle görülür şekilde azalan akarsu debileri ve kuruyan göletler, yaklaşan tehlikenin habercisi. Bu tablo yalnızca tarımsal üretimi değil, şehirdeki günlük yaşamı da tehdit ediyor.

Ankara'nın Baraj Doluluk Durumu: Ne Kadar Su Kaldı?

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) verileri, şehirdeki barajların toplam doluluk oranının yüzde 16,80, aktif kullanılabilir su oranının ise yüzde 5,55 olduğunu gösteriyor. Toplam baraj hacmi yaklaşık 1,585 milyar metreküp, mevcut toplam su miktarı ise 266 milyon metreküp seviyesinde. Aktif kullanılabilir su miktarı ise sadece 77 milyon metreküp dolayında.

Kuraklığın Gölgesinde: Aylık Gelen Su Miktarı Ne Diyor?

2025'in ilk yarısında barajlara gelen su miktarı birkaç ay çok düşük seviyelerdeydi; temmuz ve ağustos aylarında durum özellikle kritik oldu. Örneğin 2025 yılının Temmuz ayında barajlara sadece 4.046.432 metreküp, 2025 yılının Ağustos ayında ise 3,730,148 metreküp su geldi. Bu rakamlar, kurak geçen mevsimlerin etkisini açıkça gösteriyor.

Barajlarda Son Durum Nasıl?

Bazı barajlarda kritik sınırlar şimdiden aşılıyor:

Çubuk 2 Barajı’nın doluluk oranı yalnızca yüzde 10,22’ye kadar düşmüş durumda. Çamlıdere Barajı, Ankara’nın önemli su kaynaklarından biri olmasına rağmen doluluk oranı yüzde 17,20 olarak görünüyor. Kavşakkaya Barajı ise yüzde 10,28 ile düşük doluluk oranına sahip barajlar arasında.

Su Kaynakları Tükenirse Ne Olur?

Aktif kullanılabilir suyun yalnızca ~ yüzde 5-6 seviyesinde olması, şebeke suyunun kesintiye uğrama riskini yükseltiyor. Bu durum, tarım ve şehir içi kullanım arasında ciddi çatışmalar doğurabilir. Ayrıca talebe bağlı olarak su fiyatlarında artış ve sosyal huzursuzluk gibi sonuçlar da kaçınılmaz hale gelebilir.

Acil Önlem Alınmalı!

Öncelikli olarak acil su tasarrufu önlemlerinin devreye alınması gerekiyor. Hem evlerde hem de kamu binalarında su kullanımına sınırlamalar getirilmeli, gereksiz tüketim kesinlikle engellenmeli.

Bununla birlikte, yağış yönetimi ve su toplama sistemleri geliştirilerek yağmur suları ve kar erimeleri değerlendirilmeli. Böylece mevcut kaynaklara ek olarak alternatif su biriktirme yöntemleri kullanılabilir.

Ayrıca, şehir şebekesinde ciddi oranlara ulaşan su kaçaklarının tespiti ve giderilmesi büyük önem taşıyor. Bu nedenle altyapı bakım ve onarım çalışmalarının hızla tamamlanması gerekiyor.

Son olarak, toplumun bilinçlendirilmesi su kullanım alışkanlıklarının değişmesi için kritik bir adım. Kısa vadeli bilgilendirme kampanyaları ile vatandaşlara tasarrufun önemi anlatılabilir, uzun vadede ise eğitim çalışmalarıyla kalıcı davranış değişikliği sağlanabilir.