Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu tarafından düzenlenen “Ankara Tarımı ve Tarım Arazilerinin Korunması” paneli, 27 Mayıs 2025 Salı günü Gölbaşı’ndaki Ata Çiftliği BAKAP Alanı’nda gerçekleşti.
Uzman İsimlerden Tarıma Yönelik Öneriler
Etkinlik, saat 13.30’da açılış konuşmalarıyla başladı. Ardından moderatörlüğünü Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Sözcüsü Ayfer Ulusoy’un üstlendiği panelde; alanında uzman konuşmacılar Ankara tarımının mevcut durumu, iklim değişikliğinin etkileri ve tarım alanlarının korunmasına dair önemli bilgiler sundu.
İlk sunumu gerçekleştiren Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Serhat Şensoy, Ankara ve Türkiye genelindeki uzun dönemli iklim verileri üzerinden; don, dolu, sel ve kuraklık gibi doğal afetlerin tarıma etkisini değerlendirdi. Bu risklerin azaltılmasına yönelik çözüm önerilerini paylaştı.
Uzmanlardan Tarım ve Enerji Uyarısı: “Kriz Kapıda Değil, Evimizin İçinde”
Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Serhat Şensoy, yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin artık soyut bir tehdit değil, günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini vurguladı. Şensoy, iklim krizinin yalnızca şehir yaşamını değil, tarımı ve enerji sistemlerini de kökten etkilediğini söyledi.
Dr. Şensoy, iklim değişikliğinin özellikle tarımsal üretimde büyük bir belirsizlik yarattığını ifade ederek, “Bir meyve ağacı için yıl boyunca doğru zamanda doğru sıcaklığı almak verimli bir hasat için hayati önem taşır. Ancak artık çiçeklenme dönemi, alışılmışın dışında sıcak bir kış ya da ani bir donla zarar görüyor. Soğuklama ihtiyacını karşılamayan ağaçlar meyve veremiyor” dedi.
Aşırı yağışlar ve dolu nedeniyle seraların yıkıldığını, meyve dallarının kırıldığını ve hasatın mahvolduğunu dile getiren Şensoy, “Tarım sigortaları bu zararları telafi etmekte zorlanıyor. Birkaç yıl üst üste yaşanan kayıplar çiftçiyi üretimden caydırıyor. Bu da doğrudan gıda fiyatlarına yansıyor” diye konuştu.
Kuraklığın da yalnızca yaz aylarında değil, tüm yıla yayılan kronik bir sorun haline geldiğini belirten Şensoy, yer altı sularının tükendiğini, barajların dolmadığını ve meraların kuruduğunu söyleyerek, “Tarladan verim alınamadığında, mazot, gübre, işçilik gibi maliyetler çiftçiyi zorluyor. Bu kısır döngü, ülkemizin gıda güvenliğini ciddi biçimde tehdit ediyor” dedi.
“Enerji Talebi Artıyor, Kaynaklar Azalıyor”
İklim krizinin yalnızca tarımı değil, enerji sistemlerini de etkilediğini belirten Dr. Şensoy, “Artan sıcaklıklar nedeniyle klima kullanımı rekor seviyeye ulaşıyor. Kuraklık yüzünden hidroelektrik üretimi azalıyor. Bu da fosil yakıtlara olan bağımlılığı artırıyor” uyarısında bulundu.
“Çözüm Elimizde: Uyum Sağlamak Zorundayız”
Dr. Şensoy, iklim krizine karşı sadece tehlikeleri değil, çözüm yollarını da konuşmak gerektiğini belirtti. Tarımda daha dayanıklı ürün çeşitlerine geçilmesi, sulama sistemlerinin modernize edilmesi ve üreticilerin iklim risklerine karşı eğitilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca şehirlerde yeşil alanların artırılması, binalarda ısı yalıtımının güçlendirilmesi ve serinletici çözümlerin yaygınlaştırılmasının önemini vurguladı.
“İklimle Mücadele Hepimizin Meselesi”
Konuşmasının sonunda bireysel sorumluluklara da değinen Şensoy, “Günün en sıcak saatlerinde dışarı çıkmamak, yeterli su tüketmek, yaşlıları ve kronik hastalığı olanları yalnız bırakmamak gibi basit önlemler hayat kurtarır. İklim değişikliği artık kapımızda değil, evimizin içinde. Alışkanlıklarımızı bu gerçekle uyumlu hale getirmek zorundayız” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Dr. Şensoy, iklim krizinin sadece çevrecilerin değil; üreticilerin, tüketicilerin, belediyelerin, sağlıkçıların, öğretmenlerin ve herkesin ortak meselesi olduğunu vurguladı.
Devamında, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Mehtap Ercan Bilgen, Ankara’da tarım alanlarının korunması ve kırsal kalkınma hedefleri doğrultusunda yürütülen çalışmaları aktardı. Son olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Mekin Tüzün, Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma yönelik yatırım ve projelerine dair sunum yaptı.
Bilgen: “Ankara’da Tarım Topraklarının Kaybı, Geleceğimizin Kaybı Demektir”
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Mehtap Ercan Bilgen, Ankara’daki tarım topraklarının korunması ve kırsal kalkınma hedefleri doğrultusunda yürütülen çalışmaları derinlemesine aktardı. Bilgen, konuşmasına şu cümlelerle başladı:
“Ankara, hem başkent kimliğiyle hem de geniş tarım arazileriyle önemli bir şehir. Ancak bu topraklar, günümüzde pek çok tehditle karşı karşıya. Kentleşme baskısı, sanayileşme, alt yapı yatırımları ve hatta kontrolsüz yapılaşma gibi etkenler, tarım arazilerimizi hızla daraltıyor. Bu durum, sadece tarımsal üretimin azalması anlamına gelmiyor; aynı zamanda gıda güvenliği, ekonomik sürdürülebilirlik ve ekosistem dengesinin bozulması gibi zincirleme sorunlara yol açıyor.”
Bilgen, Ankara’nın tarım topraklarındaki kaybın sadece bölgesel bir sorun olmadığını vurguladı:
“Türkiye genelinde yaşanan toprak kaybının önemli bir kısmı Ankara özelinde gerçekleşiyor. Bu, ülke tarımı ve gıda arzı açısından büyük bir kırılganlık yaratıyor. Tarım arazilerinin korunması için sadece kamu kurumlarının değil, yerel yönetimlerin, çiftçilerin, meslek odalarının ve sivil toplumun birlikte hareket etmesi şart. Yasa ve yönetmeliklerin daha etkin uygulanması, denetimlerin artırılması ve bilincin yükseltilmesi gerekiyor.”
İklim değişikliğine dair görüşlerini de paylaşan Bilgen, sürdürülebilirlik açısından önemli noktalar üzerinde durdu:
“İklim krizi, kuraklık ve aşırı hava olayları gibi faktörler, tarımsal üretimimizi doğrudan etkiliyor. Özellikle su kaynaklarının etkin kullanımı, toprak koruma yöntemleri ve iklim dostu tarım teknikleri artık vazgeçilmez hale geldi. Ankara’da yapılacak çalışmaların, bu çerçevede bilimsel verilere dayanarak planlanması gerekiyor. Ayrıca, üreticilerin bilgi ve destek mekanizmalarına erişimi artırılmalı; yerel yönetimler bu süreçte hem finansman hem de eğitim anlamında aktif rol üstlenmeli.”
Bilgen, konuşmasını “doğaya saygılı üretim” kavramına dikkat çekerek sürdürdü:
“Tarım, doğayla iç içe bir süreçtir ve doğaya saygılı üretim anlayışını benimsemeden başarıya ulaşmak mümkün değil. Bu noktada, doğanın korunması, biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi, kimyasal kullanımının sınırlandırılması ve organik tarım uygulamalarının teşvik edilmesi kritik. Hepimizin, özellikle de üreticilerin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için bugünden kararlar almak zorundayız.”
Son bölümde, Ankara’nın tarımsal potansiyeline dair umutlu mesajlar veren Bilgen, katılımcılara çağrıda bulundu:
“Ankara tarımı, tarihi ve kültürel bir mirastır. Bu mirasın korunması ve güçlendirilmesi için hep birlikte hareket etmeliyiz. Kent yönetimleri, meslek odaları, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları el ele vererek, tarımın sürdürülebilir geleceği için ortak çözümler üretmelidir. Bu etkinlikler, tam da bu amacı taşıyor. Buradan çıkan öneriler, somut projelere dönüşmeli ve uygulamaya geçirilmeli.”
Doğaya Saygılı Üretim için Ortak Davet
Katılımcılar, saat 15.30 ile 16.00 arasında soru-cevap bölümünde görüş ve önerilerini paylaşma fırsatı buldu. Program, Ata Çiftliği’nde düzenlenen alan gezisiyle sona erdi.
Panele ulaşım, Ankara Kent Konseyi önünden kalkan servislerle sağlandı. “Doğanın ve üretimin sürdürülebilirliği için birlikte düşünmeye ve çözüm üretmeye” çağrısıyla düzenlenen etkinlik; belediye temsilcileri, meslek odaları, çiftçiler ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek Ankara tarım politikalarına ışık tuttu.
Büyükşehir’in Yatırımları ve Kapanış
Son olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Mekin Tüzün, belediyenin tarım alanında yaptığı yatırımları ve yürüttüğü projeleri paylaştı. Panel, katılımcıların soru-cevap bölümünde görüşlerini paylaşması ve Ata Çiftliği’ndeki alan gezisiyle sona erdi.
Doğaya Saygılı Üretim için Ortak Davet
Panele ulaşım, Ankara Kent Konseyi önünden kalkan servislerle sağlandı. “Doğanın ve üretimin sürdürülebilirliği için birlikte düşünmeye ve çözüm üretmeye” çağrısıyla düzenlenen etkinlik; belediye temsilcileri, meslek odaları, çiftçiler ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek Ankara tarım politikalarına ışık tuttu.