Kızılcahamam ilçesinde bulunan bu manastır, sadece tarihi zenginliğiyle değil, çevresindeki doğal güzelliklerle de dikkat çeker. Manastırın kökeni ve kullanım amacı hakkında hala birçok soru işareti bulunmaktadır, bu da yapı üzerinde daha derin araştırmalar yapılması gerektiğini göstermektedir.

Ankara Büyükşehir Personeline “Asansör” Soruşturması Ankara Büyükşehir Personeline “Asansör” Soruşturması

Konumu ve Tarihçesi

Manastır, Ankara'ya 90 kilometre uzaklıkta, Kızılcahamam'da, Alicin Deresi'nin hemen yanında bulunur. E-89 otoyolu üzerinde, dik bir yamaçta yer alan bu yapı, tıpkı Trabzon'daki Sümela Manastırı gibi doğal güzelliklerle çevrili bir konumda yer alır. Manastırın etrafı, yemyeşil ağaçlarla kaplı vadiler ve etkileyici kayalık yapılarla süslüdür, ziyaretçilere adeta zamanın ötesine geçtiği bir deneyim sunar.

Alicin Manastırı İsmini Nereden Aldı?

Manastırın adı, çevredeki Alicin Deresi'nin isminden gelmektedir ve bu dereye neden Alicin adının verildiği ilginç bir hikayeye dayanır. Rivayete göre, 19. yüzyılın ünlü eşkıyalarından biri olan Cin Ali, bu vadide yaşamaktaydı ve çevre halkı tarafından "Alicin" olarak anılmaktaydı. Bu sebeple, zamanla dereye ve çevresindeki manastıra da "Alicin" adı verilmiştir.

Mimari ve Doğal Çekicilik

Manastır, dik bir yamaçta yer alır ve görünümüyle Trabzon'daki ünlü Sümela Manastırı'nı anımsatır. Mini Sümela olarak da bilinen bu yapı, aglomeralar içinde bir boşluğun önü kapatılarak oluşturulmuştur. Yamaç üzerinde konumlanması, manastırı oldukça etkileyici kılar ve ziyaretçilere muhteşem bir manzara sunar. Mimari yapı, Roma ve Bizans dönemlerine özgü özellikler taşır ve çevresi doğal güzelliklerle çevrilidir.

Manastıra ulaşım zorlu olabilir ancak yapı ve çevresinde sunulan aktiviteler ve doğal güzellikler, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. Doğaseverler için ideal bir kaçış noktası olan Alicin Manastırı, keşfedilmeye değer bir yapıdır. Doğa yürüyüşleri, mağara keşifleri ve kamp gibi çeşitli aktivitelerle dolu bir deneyim sunar.

Muhabir: Sibel Bay