Arda Sanat Galerisi, 35. yılına özel sergisiyle sanatseverleri ağırlıyor. Galerinin kurucularından Hüseyin Sami Ender Başaran, sanatta başarının anahtarının işi özveriyle yapmak ve derinlemesine öğrenmek olduğunu vurguladı. Gelişen teknolojiyle birlikte sanatın değerinin sorgulanmaya başlandığına dikkat çeken Başaran, Arda Sanat Galerisi'nin gerçek sanatı ve sanatçıları desteklemeye devam ettiğini belirtti.
“Arda Sanat Galerisi, Fethi Arda’nın İsmi ile Sanat Hayatına Başladı”
Galerinin kuruluş hikâyesine de değinen Başaran, galerinin Fethi Arda'nın öncülüğünde kurulduğunu ve Türk resim sanatına özgün sanatçıları ön plana çıkarmaya önem verdiklerini aktararak şu sözlere yer verdi:
“Arda Sanat Galerisi’nin kuruluş öyküsü oldukça ilginç bir olay diyebilirim. Askerlik yıllarında, ortağım olan Övgü Arda ile oldukça yakın arkadaş olduk. Övgü Arda’nın babası Fethi Arda, Türk resim sanatının usta ressamlarından biridir. Övgü’nün resme olan ilgisinin temelleri buradan gelir. Benim resme olan merakım ise annem sayesindedir. Annem, küçük bir atölyede resim yapmayı severdi ve ben de onunla birlikte zaman geçirirken resim yapmayı öğrendim. Bir gün dışarda oldukça yorulmuşken koşarak eve geldim ve annemin resim yapmak için kullandığı terebentini su sanarak içtim. Bu olay sonrasında ciddi bir şekilde hastalandım. Hastanede geçirdiğim günlerden sonra annem, resim yapmaktan vazgeçti ancak ben resme olan tutkumu hiç bırakmadım."
Başaran, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Fethi Arda, sanata olan tutkusu ve bilgeliğiyle tanınan sevilen bir ressam, aynı zamanda akademisyendi. Onun teşvikiyle, sanat dünyasına adım atmaya karar verdik ve bir galeri açmaya karar verdik. Ortağım Övgü ile isim arayışı esasında ona babasının da soyadı olan ‘Arda’yı isim olarak kullanmayı teklif ettim. Böylelikle galerimize ‘Arda Sanat Galerisi’ adını verdik. Fethi Amca'nın rehberliğinde ise ilk sergimizi açtık. İlk sergimizde, Adnan Çoker gibi ünlü bir sanatçıyla işbirliği yapma fırsatını yakaladık. Ardından, Mustafa Atay ve Devrim Erbil gibi tanınmış sanatçılarla da sergiler düzenleyerek adımızı duyurmaya başladık. Bu süreçte galerimiz, sanatseverler için önemli bir buluşma noktası haline geldi ve sanat dünyasında öne çıkmaya başladık.”
“Bir İşte Başarılı Olmanın Anahtarı, O İşi En İyi Şekilde Yapmaktan Geçer”
“Herhangi bir işte başarılı olmanın anahtarı, o işi en iyi şekilde yapmaktan geçer. Bu, ayakkabıcılık, manavlık veya başka bir meslek olabilir; önemli olan, işinizi özveriyle yapmak ve o alanda uzmanlaşmaktır. Sadece mal alıp satmak değil, işinizi derinlemesine öğrenmek ve tarihini bilmek önemlidir. Kendimden örnek verecek olursam, arkeoloji mezunu ve sanat tarihi okumuş biriyim. Bu, sanat eserlerini anlamama ve yorumlama konusunda büyük bir avantaj sağlar.” şeklinde konuşan Hüseyin Sami Ender Başaran, yapılan işte başarılı olmanın sırlarından bahsederken, yaşadığı bir anıdan örnek vererek şu sözlere yer verdi:
“Bir gün, galerimize ziyarete gelen bir müşterimizle yaşadığım bir deneyimi anlatmak istiyorum. Yanında, ismini vermek istemediğim ünlü ve zengin bir kişi vardı. Ancak bu kişi, resimlere hiç ilgi göstermiyordu. İlgilenmediğini gördüm ve onunla sohbet etmek için yanına oturdum. Bu kişi, İstanbul'da yaşadığını ve Ankara'da sanatın olmadığını düşündüğünü söyledi. Ancak aslında, sanatın olmadığı bir yer gibi görünen Ankara'nın, tam tersine, zengin bir kültür ve sanat mirasına sahip olduğunu anlattım. Ardından, sanat tarihine ve resim akımlarına dair bir tartışmaya girdik. Resmin bir süreyyalist yapıya sahip olduğunu savunarak, resmin tarihini ve sanat akımlarını detaylıca açıkladım. Bu tartışmada, müşterinin önceki önemsiz gördüğü konuya olan ilgisini ve saygısını kazandım. O gün, işi bilmemizin ve sanat tarihine olan hâkimiyetimizin, müşteriyle kurduğumuz bağın temelini oluşturduğunu gördüm.
İşte bu tür deneyimler, işinizi ne kadar iyi bildiğinizin ve tarihini ne kadar iyi bildiğinizin bir göstergesidir. Kendi kültürümü ve resim kültürümü, bu tür karşılaşmaların beni ne kadar zenginleştirdiğini fark ettim. Bu tür bilgilerin ve deneyimlerin, sadece mal alıp satma işinden daha fazlasını sağladığını görmek benim için çok değerli oldu.”
“Sanal Mücadeleler, Sanatın Anlamını Sorgulatıyor”
“Sanat dünyasına ve sergimize katkıda bulunan tüm sanatçılarımıza ve sanatseverlerimize teşekkür etmek isteriz. Sergimize katılan sanatçılar, eserleriyle galerimizi zenginleştirdiler ve ziyaretçilerimize unutulmaz bir deneyim yaşattılar.” şeklinde konuşan Başaran, gelişen teknoloji ile birlikte sanatın zaman zaman sıkıntılar yaşadığını, sahte resimlerin ve sanal sergilerin sanatın önemini gölgeleyebileceğini ifade ederek şu sözlere yer verdi:
“Sanat dünyasında her zaman olduğu gibi, bazı zorluklarla da karşılaşıyoruz. Özellikle, sanal mücadelelerin artmasıyla birlikte, sanatın değeri ve anlamı sorgulanmaya başlandı. İnternet üzerinde yapılan sahte resimler ve sanal mücadeleler, sanatın gerçek değerini ve önemini gölgelemektedir. Bu tür yanlış anlaşılmalarla karşılaşsak da, bizim amacımız her zaman gerçek sanatı ve sanatçıları desteklemek olmuştur. Sanatın gücüne ve etkisine inanıyoruz ve bu inançla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tekrar teşekkür ederiz, sanatseverlerimizin ve sanatçılarımızın desteğiyle birlikte sanat dünyasında daha da ilerlemeyi umuyoruz.”
