Cesaret oyunlarından biri olarak bilinen "Bloody Mary", loş bir odada aynaya bakarak belirli bir kelimeyi tekrar etmenin ardından hayalet bir figürün belirmesi efsanesine dayanır.
Ancak bu sadece bir korku hikâyesi değil, aynı zamanda psikolojik bir olguya da dayanıyor gibi görünüyor.
Çocukluğumuzda, aynada belirecek bir hayaletle yüzleşme fikri bizi heyecanlandırabilir veya korkutabilir. Ancak bu tür deneyimlerin arkasında gerçekte hiçbir paranormal olayın olmamasına rağmen, beynimizin bize oyunlar oynaması durumu vardır. Troxler etkisi, aynı nesneye uzun süre bakıldığında beynin değişmeyen uyaranlara alışması ve sonucunda görüntünün bozuk veya tuhaf görünmesine neden olmasıdır.
Ayna karşısında uzun süre kendi yüzümüze baktığımızda ise "aynadaki yabancı yüz" yanılsaması ortaya çıkabilir. İtalyan psikolog Giovanni Caputo'nun yaptığı bir deneye göre, loş bir odada aynaya bakıp uzun süre yüzlerine odaklanan denekler, devasa deformasyonlar veya fantastik varlıklar gördüklerini rapor etmişlerdir.
Bu optik yanılsama, insanların günlük nesnelerde yüzler görmeye eğilimli olduğu doğal bir yeteneğe dayanabilir. Aynı zamanda beynimiz, görsel bozulmaları deneyimlediğinde geçmiş deneyimlerden ve beklentilerden yararlanarak boşlukları doldurma eğilimindedir.
Bloody Mary efsanesinin kökeni, 16. yüzyılda İngiltere kraliçesi olarak görev yapan "Kanlı" Mary ile ilişkilendirilmiş olsa da, figürün bir dizi farklı isimle anılması, gerçek bir kişinin aleyhine olabileceğini gösteriyor. Psikanalistler, oyunun genç kızlarla ve regl başlangıcıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Ancak bugüne kadar hiç kimse, Bloody Mary'nin aynaya bakarak ne ile veya kiminle ilgili olduğunu doğrulamış değildir.
