Ankara'da kahvaltı mekanları oldukça revaçta. Yalnızca Türk kahvaltısı değil aynı zamanda başka pek çok kültürün kahvaltısını denemek de mümkün. Örneğin, Fransız mutfağının, İngiliz mutfağının, Uygur mutfağının da denenebileceği mekanlar bulunuyor. Ancak insanlar Türk mutfağının çeşitliliğini tercih ediyor. Kimi yöresel kahvaltıları, serpme kahvaltıyı, kimi kaslı bir vücut için sporcu kahvaltısını kimi Ege ve Akdeniz kahvaltılarını kimiyse sadece Türk kahvaltısını seviyor.

Domates, salatalıktan, yumurtaya, bala, çaya kadar aklınıza gelebilecek en sade ve gösterişsiz malzemelerse insanların vazgeçilmezlerini oluşturuyor.

Türk kültüründe kalabalık sofraların büyük bir yeri olduğu biliniyor, Ankara ahalisinde ise insanların geneli seviyor kalabalık sofraları ancak genç insanlar yalnız kalmaya daha meyilli.

Özellikle serpme kahvaltılar konusunu gündeme getirdiğimiz haberimizde insanların çeşitli görüşlerini derledik; Ankara'da bir kahvaltı mekanı olan Kruvasante'de kahvaltı yapan Melda Bozkurt; "Yani güzel. İş hayatından dolayı tabii ki çok dahil olamıyorum ama fiyat performans olarak çok iyi olmuyor açıkçası. Onun dışında büyük, geniş sofraları çok severim. Çöpe giden yiyeceklere de yazık oluyor. Açık büfe tarzında yiyeceğiniz kadar alabilirsiniz mesela" dedi.

Dışarıda kahvaltı yapmaya çıkan bir çift sevgili ise (Toygar Şahin ve İrem Kılıç): "Kesinlikle. Ben çok karşıyım serpme kahvaltıya. Evet, yani mesela iki kişi tek kişilik söyleyebilmeli. Ya da onun daha farklı bir porsiyonlaması olmalı. Kesinlikle israf! Porsiyonlar çok küçük gelmeli. Bittikçe insanlar rica edebilmeli. Tekrardan masaya gelmeli" şeklinde konuya açıklık getirdi.

TED Ankara Koleji Öğrencilerinden Uluslararası Başarı TED Ankara Koleji Öğrencilerinden Uluslararası Başarı

Eşiyle beraber kahvaltı yaparken sorumuzu yanıtlayan Menal Saman: "Beni tatmin etmiyor serpme kahvaltı. Ama mesela bizim için kahvaltı her şey olacak, her şeyden bol olacak demektir. Sonrasında büyük sıkıntı, ama bu her şey için geçerli, yediğimiz yemekten, salatasına her şey vardır masada. İstesen de istemesen de o geliyor" ifadelerini kullandı.

Selçuk Solmaz, kahvaltı masalarındaki bolluğu saçma buluyor. İnsanların yiyeceği ve içeceği belli başlı şeyler olduğunu söyleyen Solmaz; "Dedelerimizden gelen yeme içme kültürü neydi? Klasik çorbadır yanında üç beş aksesuardır. Yüzlerce çeşit oluyor masada, kaçını yiyorsunuz? Çorbadır, peynirdir, zeytindir, tereyağıdır, kaymaktır bunlar da biraz ekonomik şartlar el veriyorsa olur. Klasik anadoluda ne vardı? Ben Ankaralıyım. Bizde ne olurdu mesela? Klasik çorba pişirirlerdi yanına da turp koyarlardı. Onun üzerine de biraz kavrulmuş et koyarlardı. Zeytin peynir olursa ekstraydı. Bazen de sadece zeytin, peynir, bazlama ve tereyağıyla karnımızı doyururduk bunlar da bize yetiyordu" diyerek kanaatkarlığa dikkat çekti.

Muhabir: Arda Kemal Atay