Ağlamayı takiben gelişen ani soluksuz kalma, cilt renginde değişiklik ve geçici bilinç kaybı gibi belirtiler, çoğu zaman epilepsi gibi daha ciddi nörolojik sorunlarla karıştırılsa da, bu durum genellikle “katılma nöbeti” olarak adlandırılan ve iyi huylu seyreden refleksif bir bozukluğu işaret eder.

Tıpta “breath-holding spells” olarak tanımlanan bu tablo, çocuğun bilinçli bir kontrolü dışında gelişen bir nörovejetatif tepkidir. Yani çocuk bu durumu istemli olarak başlatmaz; olay, organizmanın dışsal bir uyarana verdiği otomatik yanıttan ibarettir.

Katılma Nöbeti Nedir?

Katılma nöbeti, çoğunlukla 6 ay ile 6 yaş arasındaki çocuklarda görülen, duygusal veya fiziksel bir uyarıyı takiben ortaya çıkan geçici bir bilinç kaybı ve solunum durması ile karakterizedir. Bu nöbetlerin en sık görüldüğü yaş aralığı 1 ila 3 yaştır. Nöbet esnasında çocuk önce şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar, ardından nefesini tutar ve kısa süreli bir bilinç kaybı yaşayabilir. Bu sırada ciltte morarma veya solukluk gibi renk değişiklikleri izlenebilir. Bazı çocuklarda nöbete kasılmalar da eşlik edebilir. Her ne kadar epilepsi ile benzerlik gösterebilse de, katılma nöbetleri epileptik değildir ve uzun vadede nörolojik bir bozuklukla ilişkili değildir.

Bebeklerde Katılma Nöbetinin Sebebi Nedir 2

Katılma Nöbetine Ne Sebep Olur?

Katılma nöbetleri, genellikle merkezi sinir sisteminin duygusal stres ya da fiziksel ağrıya verdiği ani ve yoğun yanıtlar sonucunda ortaya çıkar. Bu olaylar vagal refleksin aktive olmasıyla birlikte kalp atışının yavaşlamasına, beyin kan akımının geçici olarak azalmasına ve kısa süreli bilinç kaybına neden olabilir.

Başlıca tetikleyiciler şunlardır:

  • Öfke, hayal kırıklığı ya da korkuya bağlı yoğun ağlama

  • Ani bir ses, beklenmedik bir olay veya fiziksel travma

  • Düşme, çarpma gibi ağrı uyaranları

  • Aile öyküsünde katılma nöbeti bulunması

  • Demir eksikliği anemisi

Özellikle demir eksikliği olan çocuklarda katılma nöbeti görülme sıklığının arttığı çeşitli çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu nedenle katılma nöbeti geçiren çocuklarda demir düzeylerinin değerlendirilmesi klinik açıdan önemlidir.

Belirtiler Nelerdir?

Katılma nöbeti sırasında gelişen belirtiler çoğunlukla tipiktir ve dikkatli gözlemlerle tanınabilir. Nöbet, genellikle çocuğun bir süre ağladıktan sonra aniden nefesini tutmasıyla başlar. Ardından dudak çevresinde, yüzde ya da tırnaklarda morarma (siyanoz tipi) ya da yüzün tamamen solması (pallor tipi) izlenebilir. Bu esnada çocuk birkaç saniye boyunca tepkisiz kalabilir, gözleri sabitlenebilir ya da yukarı kayabilir. Nöbetin süresi genellikle 10–30 saniye ile sınırlıdır ve sonrasında çocuk eski hâline döner.

Bazı durumlarda kasılmalar veya kas tonusunda azalma da tabloya eşlik edebilir. Bu durum epileptik nöbetlerle karıştırılsa da, katılma nöbetinin karakteristik başlangıç şekli ve sonlanma biçimi ile ayrımı mümkündür.

Katılma Nöbeti Anında Ne Yapılmalıdır?

Nöbet anında ebeveynlerin öncelikle sakin kalması son derece önemlidir. Nöbet sırasında çocuğun güvenli bir zemine yatırılması, başının uygun şekilde desteklenmesi ve nefes almasını engelleyebilecek herhangi bir nesne bulunmadığından emin olunması gerekir. Sert müdahalelerden (çocuğu sarsmak, su dökmek, ağza bir şey vermek gibi) kaçınılmalıdır. Nöbet genellikle kısa sürede kendiliğinden sonlanır. Ancak nöbetin süresi bir dakikayı geçerse veya çocuk nöbet sonrası toparlanmakta zorlanıyorsa, mutlaka tıbbi değerlendirme yapılmalıdır.

Katılma Nöbetleri Tehlikeli midir?

Katılma nöbetleri çoğu vakada zararsızdır ve çocuğun beyin gelişimi üzerinde kalıcı bir etki bırakmaz. Yaş ilerledikçe nöbetlerin sıklığı azalır ve genellikle okul çağına gelindiğinde tamamen ortadan kalkar. Ancak nöbetler sık tekrarlıyorsa, şiddetli kasılmalar eşlik ediyorsa ya da bilinç kaybı uzun sürüyorsa, bu durumda detaylı bir tıbbi değerlendirme gerekebilir.

Özellikle ayırıcı tanıda epilepsi, kardiyak senkop, metabolik hastalıklar ve nadir nörolojik sendromların dışlanması önemlidir. Bu nedenle katılma nöbeti geçirdiği düşünülen çocukların pediatri veya çocuk nörolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmesi önerilir.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi: Acının ve Umudun Mirası Ulucanlar Cezaevi Müzesi: Acının ve Umudun Mirası

Muhabir: Nida Yağmur Mercan