Bir Bardak Çayın Hatırlattıkları

Betül Gökçe AKGÖL'ün 3 Ekim 2025 tarihli yazısı: Bir Bardak Çayın Hatırlattıkları

Abone Ol

Çay, bizim için sadece bir içecek değil. Sabah uykudan uyanan gözlere serinlik, akşam yorgun düşen ruhlara sıcaklıktır. Bir bardak çayın dumanı, çoğu zaman bir evin kapısını açar; misafire hoş geldin der, dost sohbetlerini başlatır. Belki de bu yüzden çaysız bir ev, çaysız bir masa, çaysız bir sohbet bize biraz eksik gelir. Çay, aslında küçük bir ayrıntı gibi görünse de hayatımızın tam merkezindedir. Mahalle kahvesinde tavla taşlarının şakırtısı eşliğinde içilen çay da kütüphane köşesinde sessizce yudumlanan çay da aynı samimiyeti taşır. Çay, insanların arasında görünmez bağlar kurar. Yan yana oturan iki kişi bazen söz bulamaz ama önlerindeki ince belli bardakla birlikte sessizlik bile paylaşılır hale gelir. Bir bardak çay, çocukluğumuzu da hatırlatır. Mutfağın köşesinde fokurdayan çaydanlık, annemizin “hadi kahvaltıya” çağrısı, okuldan eve döndüğümüzde elimizdeki defterleri bırakıp sıcak çayın kokusuna koşmamız… Bazen de dedemizin elindeki ince belli bardakla pencereden dışarı bakışı gelir aklımıza. Çay, belleğimizde en çok sevdiklerimizle yan yana olduğumuz anları taşır.

Toplumsal hayatımızda da çay, adeta bir ritüeldir. Uzun iş toplantılarında masaya bırakılan çay bardaklarıyla yorgunluk dağılır. Üniversite kantinlerinde arkadaşlarla içilen çay, çoğu zaman derslerden çok daha akılda kalıcı olur. Hatta kimi zaman anlaşmazlıkların çözümü bile bir bardak çayın etrafında mümkün olur; öfke diner, dil yumuşar, yüzlerde gülümseme belirir. Bugün hızlı akan şehir hayatında, çay hâlâ yavaşlamanın en güzel bahanesidir. Metrodan inip eve vardığımızda, günün tüm telaşını bir bardak çayın dumanında bırakırız. Çay içerken zaman sanki biraz durur; telaş azalır, insan kendine gelir. Belki de bu yüzden çayın bu kadar vazgeçilmez oluşu: bize unuttuklarımızı, sakinleşmenin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatmasıdır. Çayın kokusu, dumanı ve sıcaklığıyla hayatımıza dokunuşu çok derindir. Kimi zaman sohbetin eşlikçisi, kimi zaman yalnızlığın dostudur. Ama her zaman, küçük bir bardakta büyük bir hatırlatmadır: paylaşmanın, sakinliğin ve samimiyetin tadı.