Araştırmalar, tarih öncesinde kadınların meyve ve sebze toplama, erkeklerin ise avlanma ile uğraştığını gösteriyor. Bu durum, kadınların kırmızı ve tonlarını algılama hassasiyetini artırdı.
Olgun meyveleri kolayca seçmek, kadınlar için doğal bir avantaj sağlıyordu. Erkekler ise mavi renk üzerinde daha yoğun bir hassasiyet geliştirdi. Mavi, temiz su kaynaklarını simgeliyordu.
Pembe ve Mavi Renklerine Yönelik Algı
1890’larda erkekler pembe, kızlar mavi giyerken, 1950’lerden itibaren günümüzdeki anlayış olan “kızlar pembe, erkekler mavi” yerleşti.
Kumaş boyama tekniklerinin gelişmesi ve kültürel normların değişimi, bu renk-cinsiyet eşleşmesinin evrilmesinde etkili oldu.
Kültürel Etkiler ve Tarihsel Değişim
Renk tercihleri tamamen biyolojik değil, kültürel etkiler de büyük rol oynuyor. 1900’lerin başında erkekler pembe, kızlar ise mavi giyiyordu.
Bebek kitapları, duyurular ve hediyeler bu renklere işaret ediyordu. Çocuklar gözlem yoluyla öğreniyor ve kendi cinsiyetlerine uygun nesneleri taklit ederek renk tercihlerini şekillendiriyordu.
Newcastle Üniversitesi’nin 2007 tarihli araştırması, kadınların kırmızımsı tonları erkeklerden daha fazla tercih ettiğini ortaya koydu.
2011’de yapılan başka bir çalışmada, 7 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklar gözlemlendi. İki yaşından küçüklerde renk tercihi yokken, daha büyük çocuklar cinsiyetlerine özgü renkleri tercih etmeye başladı.