Diş eti kanaması çoğu zaman fırçalama sırasında fark edilen basit bir sorun gibi görünse de, bazı ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Uzmanlar, bu durumun sadece ağız hijyenine bağlı olmadığını, vitamin eksiklikleri ve sistemik hastalıklarla da ilişkili olabileceğini söylüyor. Erken teşhis ise sağlıklı gülüşlere kapı aralıyor.
Diş Eti Kanamasına Dikkat
Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Merve Altıkat, diş eti kanamasının çoğu zaman diş eti iltihabının (gingivitis) erken belirtisi olduğunu ifade etti.
Kadriye Merve Altıkat, “Diş eti kanaması, çoğu zaman diş eti iltihabının (gingivitis) erken belirtisi olup, diş etlerinin iltihaplanarak hassaslaşması sonucu ortaya çıkar. Özellikle C vitamini eksikliği (skorbüt), diş etlerinin güçsüzleşmesine ve kolayca kanamasına yol açar. K vitamini eksikliği ise pıhtılaşma mekanizmasını etkileyerek kanama riskini artırabilir” dedi.
Görmezden Gelmeyin
Diş eti kanamasının yalnızca ağız bakımına bağlı gelişmediğine dikkat çeken Dr. Altıkat, diyabet, lösemi, hormonal bozukluklar ve bağışıklık sistemi hastalıklarının da bu durumu tetikleyebileceğini vurguladı.
Dr. Altıkat, “Bazı ilaçlar, özellikle kan sulandırıcılar, diş eti kanamasını tetikleyebilir. Bu yüzden tekrarlayan veya durmayan diş eti kanamaları durumunda yalnızca diş hekimi değil, gerekirse tıbbi danışmanlık da alınmalıdır” diye konuştu.
Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler
Sadece kanama değil; beraberinde kızarıklık, şişlik, ağız kokusu ve diş eti çekilmesi gibi semptomların da görülebildiğini belirten Altıkat, “İlerlemiş vakalarda dişlerde sallanma ve yer değiştirme de görülebilir. Bu belirtiler, diş eti dokularında aktif bir iltihabın (inflamasyonun) varlığını ve tedavi gereksinimini gösterir” ifadelerini kullandı.
Doğru Teşhis İçin Muayene Şart
Diş eti kanamasının altında yatan sebebi anlayabilmek için detaylı ağız içi muayenenin şart olduğunu söyleyen Dr. Altıkat, “Diş eti kanamasının teşhisi için diş hekimi tarafından gerçekleştirilen detaylı bir ağız içi muayene gereklidir. Muayene sırasında diş etlerinin rengi, kıvamı ve kanama eğilimi değerlendirilir. Ayrıca, periodontal sondalama ile diş eti cepleri ölçülerek iltihabın yayılımı tespit edilir. Bu bulgular doğrultusunda hastalığın tipi ve şiddeti belirlenir ve buna uygun bir tedavi planı hazırlanır” dedi.
Koruyucu Adımlar ve Günlük Rutinler
Dr. Altıkat, diş eti sağlığını korumak için günlük bakımın önemine, “İlk aşama, düzenli ve doğru bir ağız hijyeni rutini oluşturmaktır. Günde en az iki kez yumuşak kıllı bir fırça ile uygun teknikle diş fırçalamak, her gün diş ipi veya arayüz fırçası kullanmak, plak birikimini önler ve diş eti sağlığını korur. Antibakteriyel gargaralar hekime danışılarak destekleyici tedavi olarak kullanılabilir. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, özellikle C vitamini yönünden zengin gıdalara yer vermek, diş etlerinin yapısını güçlendirir. Sigara kullanımının bırakılması ve yılda en az iki kez diş hekimi kontrolü de önemli koruyucu adımlardır. Bu uygulamalarla diş eti kanamasının oluşumu büyük ölçüde önlenebilir” sözleri ile dikkat çekti.
Tedavide Zamanlama Hayati Önem Taşır
Diş eti hastalıklarının tedavisinin, altta yatan nedene göre şekillendiğini belirten Dr. Altıkat, “Gingivitis gibi erken dönem hastalıklarda, diş taşı temizliği ve plak kontrolü ile diş etleri sağlığına kavuşabilir. İlerlemiş vakalarda ise kök yüzeyi düzleştirme, periodontal cerrahi işlemler veya flap operasyonları gerekebilir. Tedavi ne kadar erken başlarsa, başarı şansı o kadar yüksek olur” diyerek uyarıda bulundu.,