Türkiye’de 30 binden fazla kadının endometrium (rahim) kanseriyle mücadele ettiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Çetinkaya Kocadal, en çok 55–65 yaş aralığındaki kadınların risk altında olduğunu söyledi.
Obezite, erken adet görme, geç menopoz, östrojene uzun süre maruz kalma ve metabolik rahatsızlıkların bu riski artırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Kocadal, özellikle menopoz sonrasında yaşanan düzensiz kanamaların ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Rahmin iç tabakasındaki hücrelerden gelişen ve halk arasında “rahim kanseri” olarak bilinen endometrium kanserinin, jinekolojik tümörler arasında en yaygın tiplerden biri olduğuna değinen Doç. Dr. Kocadal, Türkiye’de her 100 bin kadından 14’üne bu tanının konulduğunu, her yıl yaklaşık 8 bin yeni vakayla karşılaşıldığını aktardı.
Son yıllarda obezitenin artması ve yaşam süresinin uzamasıyla birlikte görülme sıklığının da yükseldiğini belirten uzman, “Endometrium kanseri çoğunlukla 55–65 yaş grubunu etkiler. Ancak obezite ve metabolik rahatsızlıkların artışı nedeniyle genç yaşta kadınlarda da bu hastalık görülebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Kocadal ayrıca, “Halk arasında ‘rahim kanseri’ denildiğinde kastedilen asıl hastalık endometrium kanseridir. Ancak HPV kaynaklı serviks kanseri de rahim kanseri grubunda farklı bir tür olarak yer alır” dedi.
“Obezite Büyük Bir Tehdit”
Erken yaşta adet görmek, menopozun gecikmesi, östrojenin fazla maruziyeti, diyabet, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi rahatsızlıkların da riski yükselttiğini dile getirdi.
Doç. Dr. Kocadal, son yıllarda giderek artan obezitenin endometrium kanseri açısından en ciddi faktörlerden biri olduğunun altını çizerek, “Türkiye’de 15 yaş üstü kadınlarda obezite oranlarının yüzde 20–23 seviyesine ulaştığını görüyoruz. Polikistik over sendromu ise yüzde 10–14 oranında rastlanıyor. Bu tabloda tedavi edilmediğinde endometrium kanseri riski ileri yaşlarda daha da yükseliyor” diye konuştu.
İlk Belirti: Aşırı ve Düzensiz Kanama
Endometrium kanserinde en sık görülen ilk belirtinin kanama olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Kocadal, “Hastaların fark ettiği en erken bulgu düzensiz ve yoğun kanamalardır. Menopoz sonrası kadınların yüzde 30–36’sında vajinal kanama görülür. Çoğu iyi huylu olsa da bu durum mutlaka değerlendirilmelidir. Ayrıca karın alt kısmında basınç hissi, ağrı, lekelenme, ilişki sırasında kanama veya kanlı akıntı gibi şikâyetlerde de vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır” dedi.
Doç. Dr. Kocadal, genetik faktörlerin de etkili olabileceğini belirterek, “Endometrium kanserlerinin yaklaşık yüzde 5’i kalıtsal nedenlerle ortaya çıkar. En önemlisi Lynch sendromudur. Bu hastalarda daha erken yaşta rahim kanseri görülebilir. 30 yaşından itibaren yıllık ultrason ve gerekirse biyopsi ile erken teşhis mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Tarama Programı Olmadığı için Düzenli Kontroller Hayati Önem Taşıyor”
Erken tanı için henüz rutin bir tarama programı bulunmadığını söyleyen Doç. Dr. Kocadal, “Bu yüzden anormal kanama yaşayan kadınların hiç vakit kaybetmeden hekime başvurmaları çok önemlidir. Riskli gruplarda yıllık ultrason takipleri de yol gösterici olabilir. Gerektiğinde rahim içinden örnek alınarak kesin tanı konulabilir” açıklamasını yaptı.
Cerrahi Tedavi Erken Evrede Etkili
Tedavi süreci hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Kocadal, “Endometrium kanserlerinin yaklaşık yüzde 70’i erken evrede, yalnızca rahimle sınırlı halde saptanıyor. Bu durumda cerrahi uygulanması mümkün oluyor. Erken evreli hastalarda cerrahi en önemli tedavi yöntemidir. Ancak bazı risk gruplarında ameliyat sonrasında radyoterapi veya ilaç tedavisi de gerekebilir” dedi.
Tedavide başarının; hastanın yaşı, tümör tipi, yayılım durumu ve lenf bezlerine sıçrama olup olmadığı gibi faktörlere bağlı olduğunu söyledi.
Genç hastalar için koruyucu yöntemlerden de bahseden uzman, “Menopoza girmemiş, doğum yapmamış ve yumurtalık fonksiyonları normal olan bazı genç kadınlarda, tümör sadece endometriuma sınırlıysa rahmi koruyucu tedaviler uygulanabilir. Bu durumda progesteron türevleriyle medikal tedavi yapılır. Hastalık kontrol altına alındıktan sonra gebelik gerçekleşebilir. Doğumun ardından ise kesin tedavi planlanır” ifadelerini kullandı.
“Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor”
Erken tanının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Kocadal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Endometrium, jinekolojik kanserler arasında en sık rastlanan tiptir. Kadınların doktora başvurmasına yol açan en önemli belirti düzensiz ve aşırı kanamalardır. Bu değişiklikler gözlendiğinde mutlaka bir sağlık merkezine gidilmelidir. Erken tanı, hastalığın gidişatını değiştirebilir ve hayat kurtarır. Özellikle ilk evrede yakalandığında tedavi başarısı yüksektir. Bu nedenle kadınların belirtileri ciddiye almaları çok önemlidir.”