14-18 yaş arası genç kızlarda yeme bozukluğu olan anoreksiya nervoza vakaları ciddi oranda artış gösteriyor. Sosyal medyada yayılan yapay beden algısı ve mükemmeliyetçi aile yapıları hastalığın yayılmasında etkili olurken, erken teşhis ve tedavi süreci hayati önem taşıyor. Uzmanlar, ailelerin çocuklarındaki kilo kaybı ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklere dikkat etmesini öneriyor.
Anoreksiya Nervoza, Genç Kızlarda Hızla Artıyor
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanı Prof. Dr. Esra Çöp, ergenlik çağında özellikle 14-18 yaş arasındaki kız çocuklarında ‘Anoreksiya nervoza’ vakalarının ciddi oranda arttığını açıkladı. “Yeme bozukluğu, sadece bir zihin ya da mide meselesi değil aynı zamanda gelişimi durduran, hayati risk barındıran bir durum” diyen Prof. Dr. Çöp, gençlerde kilo alma korkusunun beden algısını bozduğunu söyledi.
Sosyal Medya ve Mükemmeliyetçilik
Sosyal medyada yaratılan yapay, gerçekçi olmayan ‘ideal beden’ algısının çocukları olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Çöp, “Çocuklar da bu ideale ulaşmak için, bu bedene ulaşmak için beslenmeleriyle ve yemeleriyle ilgili çok fazla oynuyorlar açıkçası. Zayıf olmanın güzel olmak ve başarılı olmakla ilişkili olduğunu düşünmeye başlıyorlar. Bu da tabii yeme bozukluğuna giden bir adım olabiliyor” dedi. Ayrıca aşırı kontrolcü aile tutumları ve ergenlikte yaşanan psikolojik değişimlerin yeme bozukluğunu tetiklediğini ifade etti.
Erken Müdahale Hayati Önem Taşıyor
Prof. Dr. Çöp, ailelere çağrıda bulunarak, çocuklarında yeme davranışlarında veya kilo takıntısında değişiklik gördüklerinde zaman kaybetmeden psikiyatri, çocuk doktoru veya diyetisyen desteği almaları gerektiğini söyledi. “Bu psikiyatrist olabilir, çocuk doktoru olabilir, tablo oturmadan, hastalık tam oturmadan bir danışma alabilirler. Bu tek başına bir psikiyatristin ya da çocuk doktorunun ele alacağı bir konu değil. Çünkü birçok yönü var. Bir taraftan ilaç tedavisinin planlanması gerekiyor. Bir taraftan sağlıklı gelişimi için diyetisyenin de bu anlamda ekipte olması gerekir. Toplumun yarattığı güzellik algısıyla ilgili bilinçlendirme seminerleri olabilir, çocukların katılabileceği seminerler olabilir” diyerek toplumda doğru güzellik algısının yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti.