Özellikle gebeliğin ilk aylarında görülen şiddetli bulantı ve kusmalar (hiperemezis gravidarum), ağız ortamının asit-baz dengesini bozarak diş minesinin zayıflamasına yol açabilir.
Hamilelikte hormon seviyelerinin değişmesi, diş eti iltihabı riskini artırırken; iştahın artmasıyla birlikte karbonhidrat tüketiminin fazlalaşması da çürük oluşumuna zemin hazırlar. Bu süreçte daha önce rahatsızlık vermeyen derin çürükler, yarı gömülü yirmi yaş dişleri ya da diş eti sorunları aktif hale gelebilir.
Diş minesi kaybının önlenmesi için, kusma sonrası hemen dişlerin fırçalanması önerilmez. Bunun yerine, 1 bardak suya eklenen 1 çay kaşığı karbonat ile hazırlanan çözeltiyle ağız çalkalanarak asit etkisi nötralize edilebilir.
Diş Hekimi Kontrolleri İhmal Edilmemeli
Gebelik planlayan kişilerin mutlaka önceden diş hekimi kontrolüne gitmesi önerilir. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımı gibi temel ağız hijyeni uygulamaları, bu dönemde büyük önem taşır. Araştırmalar, iyi bir diş eti sağlığının erken doğum riskini azaltabileceğini göstermektedir. Diş eti kanaması veya ağız kokusu gibi şikayetler mevcutsa, fırçalamaya ve diş ipi kullanımına kanamadan çekinmeden devam edilmelidir. Etkili plak temizliği ile bu sorunlar genellikle 3 gün içinde azalır.
Hamilelikte Diş Tedavisi Güvenli midir?
Hamilelikte ağız ve diş tedavileri genellikle güvenli kabul edilir. En ideal dönem ikinci trimesterdır. İlk trimesterde yoğun mide bulantısı tedaviyi zorlaştırırken, üçüncü trimesterda ise annenin konforu azalabilir.
Diş hekimleri, gerekli tedavi planlarını kadın doğum uzmanları ile iş birliği içinde oluşturabilir. Birçok lokal anestezik ve bazı antibiyotikler gebelikte güvenle kullanılabilir. Diş röntgeni de karın ve tiroid bölgesine kurşun önlük örtülerek alındığında güvenlidir. Ancak özellikle ilk 15 haftalık süreçte mecbur kalınmadıkça radyasyon içeren işlemlerden kaçınılmalıdır.