Giriş: İnsanlık tarihiyle beraber başlayan gereksinimler, sadece maddi anlamlarla yüklü olmayıp yani maddi çıkarlara bağlı olmayıp, çok yönlü insaniyet ve toplumsallık özellikleri içermektedir. Her girişimimizde kendimize olan fayda öncelikli iken, büyük çaplı fayda ortaya koymayı ise yakınımızdaki diğer insanları hedefleyip yapmaktayız.
Tarihte, üstelik insanlık tarihinin daha binli yıllarında, toplulukların ilkellikten kurtarılması ve insanca yaşayabilmesi için, karşılıksız birikimlerini sunan insanlara rastlanmıştır. Bu davranışlarının bir çıkarı olmadığı gibi, esasen mantıklı bir açıklaması da bulunamamıştır. Günümüzde her türlü zorlu şartlara rağmen yatırım yapmak isteyen, yaptığı yatırımı geliştiren ve hatta başka alanlara da yatırım yapan insanlara rastlarız. Bunlar az da olsa vardır. Bu kadar zorlu ve çetin şartları bilerek ve kabul ederek yatırım yapmaya devam eden insanlar için de mantıksal açıklamalar bulunamamaktadır.
İcatların neredeyse büyük bölümünün, eş, anne, baba yada çocuklarının rahatını düşünerek yapan bir zihniyet ne ise, korkmadan yatırım yapan müteşebbisler (yatırımcılar) için de durum aynıdır. Faydanın faydayı doğurması ile de, (kabul edilen önermelerin birleştiği ortak sonuç olarak) toplumlar ileri gitmektedir. Zaten bu şekilde kabuller yapılmazsa, konunun öneminin algılanması da zorlaşabilecektir. Sonuç olarak, yatırımcıların ve yatırımlarının, özellikle genel fayda sağlayacak olan projelerinin desteklenmesi gerekmektedir. Buna, bir akrabamızın yastık altındaki birikimlerinin de, değer üretme çarkına katması anlamları vardır. Ayrıca, ülkenin çıkarlarının ve güçlü ülke olmanın desteklenmesi gerçekleri de vardır.
Bu çalışmada yatırımcı kavramı ele alınarak, özellikleri ve bulundurması gereken bakış açıları irdelenecektir. Yatırımcı için gerekli olan donanım, destekler ve diğer farkındalık parametreleri de gözler önüne serilecektir. Bu cümleden olarak, yatırımcı için en önemli konu olan ve daha işin başında seçeceği sektör ya da eski tabirle iştigal alanıhakkında da kısa bilgiler verilmiş olacaktır.
Çalışmada yer alan bazı tanımlar, adımlar ve hatta analizler, 37 yıllık mesleki birikimin, araştırmalarımın ve AB-projelerindeki tecrübelerimin bir sonudur. Bazı yorumlarımı da bu doğrultuda ve hatta ilk kez değerlendirmenize sunmuş bulunmaktayım.
Ayrıca bu çalışma bir çeşit genel kültür de içerdiğinden, okunmasını kolaylaştırmak için (bazı konular) güncel örneklerle desteklenmiştir. Özellikle sıkıcı ve karmaşık mali bilgilerin içerisine ise fazla girilmemeye çalışılmıştır. Bir değişiklik ve yenilik olarak, nerdeyse tüm çalışma teknik ya da mühendislik gözü ile analiz edilmeye çalışılmıştır.
Değer üretmek üzere yola çıkan seçkin bir insanın, göklerdeki yerinin çok yüksek makamlar olduğunu da hatırlatmak isterim.
Kimdir Yatırımcı? Pek çok zorlu çalışma şartları ve harici faktörlerin olmasına rağmen, neredeyse tüm birikimini çekinmeden riske atan ve kendisinden daha çok hayalinin (ideallerinin) peşinde koşan, az sayıdaki, saygın ve bir o kadar da gözü kara kişi ya da kişiler.
Yatırımcı, sektöre yeni yani ilk kez giriyorsa ya da yapacağı yatırım kendi (mevcut) uzmanlık alanının dışında bir sektörde ise, “girişimci” kabul edilir. Eskiden bu tanıma girenlere “müteşebbis” denilirdi. Bu durumdaki yatırımcının ya da girişimcinin yaşına ise bakılmaz, fikrinin ve getireceği birikimin (yani faydanın) gücüne bakılır.
Gerçek Yatırımcı Profili: Gerçek yatırımcı profillerine baktığımızda; “kafasına koyduğunu yatırım fikrini, hiçbir kimsenin etkisi altında kalmadan ve üstelik hemen uygulamaya koyan, cesur kişi yada kişiler” olarak da tanımlayabiliriz. Günümüzdeki pek çok alandaki gelişmelerin çok hızlı olması ve hatta hemen tüm dünyayı sarması da bu vizyonu güçlü ve gözü-kara yatırımcılar sayesinde olmaktadır.
Unutulmaması gerek tek konu, yatırımcının mevcut işin başında bulunma zorunluluğunun olmamasıdır. Dünyadaki zenginlikleri taşımaları için, büyük yelkenliler inşa etmek için destekler veren, bu büyük ve pahalı gemileri azgın denizlere salan ve aylar sonra sonuçlarını alan bir İngiliz pamuk yatırımcısını ancak takdir edebiliriz. Bu örnek bizler için, hemen maddi zenginlik getirmesi açısından olmasa da, girişimciliğin hayallerinin (ufkunun ve ideallerinin) değerli olması açısından (önemli) bir örnek teşkil etmelidir.
Nedir Vizyon? Yatırımcının ya da profesyonel işletme yöneticilerinin, mevcut yada kuracakları yeni işletmelerinin, gelecekte neye ulaşmak istediğini belirleyen bakışlarına yada yazılı bildirilerine “vizyon” denebilir. Aşağıda, vizyonla ilgi kabul edilmiş açıklamalar verilmiştir;
-vizyon; “nitelikli amaçtır”
-vizyon; “ideallere hem nitelik ve he de nicelik kazandırmaktır” demektir
-vizyon; “uzağı okumaktır”
-vizyon; “küresel düşünmektir”
-vizyon; “başarmak ve ulaşmak istediğimiz ideallerimizin parlak geleceğidir” denilebilir.
Vizyon Neden Önemlidir? Vizyonun önemi, sonucunun misyon (belirli bir amacı) olmasıyla ölçülebilmesindedir. Yani, her vizyon gerçekleştirilebildiği ölçüde başarılı kabul edilmektedir. Aşağıda (günümüzden) bir vizyon örneği verilmiştir;
Yerli elektrikli bisiklet yatırımı yapmak isteyen bir yatırımcı için, 2030 yılında dünyada ve sektörde lider olmayı hedeflemek, çok gerçekçi, cazip ve çok büyük bir vizyondur.
Diğer kabul edilmiş açıklamalar da şöyledir;
-“her vizyon, misyona çevrilmelidir”
-“vizyonun sonuç odaklı hali misyondur”
Yatırımcı İle Girişimci Arasındaki İlişki Nedir? Gerçek yatırımcı, üstelik yatırım konusu üretim ile ilgili bir alan seçilmiş ise, ülke ve dünya şartları da dikkate alınıp değerlendirildiğinde, “en büyük girişimci” kabul edilmelidir. Bazı ülkelerde, yaptığı yatırım ve kazandığı başarıları ile “üstün başarı ödülü” alan yatırımcılar/sanayiciler/girişimciler bile vardır. Üstelik bunların bazılarının, özellikle iş hayatları inceleme konusu olmuş, romanları yazılmış ve hatta filmleri (belgeselleri) bile çekilmiştir.
Her yatırımcı mutlaka bir girişimcidir. Ancak her girişimci, işinin niteliği (düşük özellikleri) açısından ya küçük ölçeklidir yada yöresel çaptadır. Bu yüzden yatırımcı kabul edilmeyebilir. Bu son tanımlama, tamamen finansal değerlendirme açısından böyledir. İstisnai olarak, küçük bir atölyeden, dünyanın çeşitli bölgelerine doğrudan ihracat yapan küçük girişimcilere rastlanır. Ancak bunlar incelendiğinde, özel çaba ya da özel bağlantılarının olduğu gözlemlenecektir.
Esasen yatırımcıların yatırım hacmi büyüktür ve dolayısı ile kategorileri ise “büyük işletmeler” sınıfına dahil edilirler. Bu yatırımcıların sadece mali gücü değil, hedeflerinin yüksekliği daha dikkat çekicidir. Bu tür yatırımcılar, hiçbir girişimcinin tek başına cesaret edemediği çok büyük ve hatta stratejik yatırımlara imza atarlar. Dolayısı ile de çok destek almaları ya da doğrudan desteklenmeleri gerekebilir. Hatta ülke şartlarının yetmediği durumlarda, uluslararası konsorsiyumlara da gidilebilmektedir. Zaten “büyük” olmak da buradan gelmektedir. Aşağıda, gerçek yatırımcı ile klasik girişimci arasındaki belirgin farklar sıralanmıştır. Çünkü gerçek yatırımcının;
-riskleri çok daha yüksektir
-yatırımın boyutları çok büyüktür
-rakipleri daha çoktur
-rakipleri küreseldir (çünkü olası pazarı dünyadır)
-yatırımın geri dönmesi daha uzun sürebilmektedir
-yatırımın sürekliliği ve sürdürülebilirliği çok daha önemlidir
-toplantıları daha yoğun geçmektedir
-yaptığı yatırım bir prestijdir
-yaptığı girişim bir beklenti içermektedir (özellikle ulusal çıkarlar açısından)
Yukarda sayılan bu özellikleri daha da artırabiliriz. Görüleceği gibi, yatırımcının, klasik bir girişimciden farkı daha çokturve zaten kıyaslama da yapılamamaktadır.
Yatırım Alanları Nasıl Seçilmelidir? Bu konu daha çok yatırımcıyı doğrudan ilgilendiren bir konu olmakla beraber, ülke (sektörler, destekler) ve dünya (ürünler, pazarın niteliği) açısından çok dikkatli analiz edilmelidir. Artık günümüzde sektörlerle ilgili pek çok kişi/kurum/kuruluş profesyonel danışmanlık hizmetleri verebilmektedir. Üstelik internet ortamında bile birçok değerli sektör raporlarına (ücretsiz) ulaşmak mümkündür. Bunda, ulusal/uluslararası projelerin duyurulması (paylaşılması zorunluluğu), akademisyenlerin bilimsel çalışmalarının katkısı da çok etkili olmaktadır.
Buna rağmen, çok ucuz olarak ithal edilen bir ürünün, çok iyi analizleri yapılmadan ve aceleye getirilerek yerli yapılması için yatırım yapılması ya da bunda ısrar edilmesinin sonucu bir felaket olabilir. Yıllar önce, “cazip teşvik var” diye “gözlük camı” üretmek için yatırım yapan bir işletmenin, daha üretime bile geçemeden kapandığı (tipik) örnekler yaşanmıştır. Yatırımcın önceliklerine bakacak olursak;
-projenin/işfikrinin kendi süzgecinden geçirmeli
-projesini/işfikrini profesyonel danışmanları sayesinde değerlendirmeli
-ürünün esnekliği araştırılmalı ve (bir şekilde) teknoloji ile bağlantısı kurulmalıdır
-ürünün sektörü ve devlet destekleri iyi araştırılmalıdır. (Buna ilgili kurumların stratejik belgelerindeki eylemler de dahildir)
-ülke ya da dünya (daha çok siyasal) şartları dikkate alınmalıdır
-hedefler için ve eğer mümkün ise dünya pazarı ilk sırada olmalıdır
-yapılabilirlik raporlarının çok yönlü ve etkili (etki-analizli) hazırlatılması sağlanmalıdır
-finansman araçlarının hepsi masaya yatırılmalıdır ve hatta taahhütler alınmalıdır. (ortaklıklar, işbirlikleri, hatta patent ve lisans payları da buna dahildir)
-uzun süreli projeksiyonlar yapılmalıdır
-geçmiş ve gelecek (olası) risklerin analizi yapılmalıdır
-Rakipler ve alternatif ürünlerdeki gelişmeler mutlaka dikkate alınmalıdır. (gerekiyorsa bir B-planı hazırlatılmalıdır)
Yatırımcı yukarıdaki öncelikler ışığında, yatırımını %90’ın üzerindeki verimliliği (isabeti) ile belirleyebilir. Seçilen konu/alan/sektör sonucunda, yatırımın özelliklerine (niteliğine) göre (daha sonra) şu adımlar atılabilecektir;
1.adım: İlk-Yatırım (Yeni yapılacak tüm girişimler)
2.adım: Ek-Yatırım (Mevcut yatırımın sürerken ya da sonradan revizesi yada geliştirilmesi)
3.adım: Grup-Yatırımı (Mevcut işler sürerken, farklı uzmanlık alanlara/sektörlere yatırım yapılması)