Jeff Nichols, Hollywood’un en tutarlı ama para bakımında en az fon bulan yönetmenlerinden biri olarak yeni bir çıkış noktası arıyordu.
“İhtiyarlara Yer Yok” (No Country for Old Men) ve “Yol” (The Road) romanlarının yazarı Cormac McCarthy’nin son eserlerinden birini uyarlama planı ve Brad Pitt’li bilimkurgu projesi rafa kalkınca, yönetmen bu kez karanlık atmosferli bir korku hikayesine yöneldi: “King Snake.”
Taşrada Karanlık Bir Hikaye
Film, Arkansas kırsalında kendilerine miras kalan bir çiftlikte, genç bir çiftin (Margaret Qualley ve Drew Starkey) geçmişin gölgeleriyle yüzleştiği karanlık bir hikayeyi merkezine alacak.
Nichols, “King Snake”i yalnızca doğaüstü bir korku olarak değil, inanç, günah ve aile mirasıyla örülü karanlık bir hikaye olarak tasarlıyor.
Filmde, gerçek dünyanın zorluklarıyla doğaüstü unsurların iç içe geçtiği bir atmosfer hedefleniyor; Nichols bu gerilimde insanın inançla sınavını merkeze koymayı planlıyor.
Nichols ve Köklerine Dönüş
Nichols’ın filmografisine bakıldığında, “Tetikçi Hikayeleri”nden (Shotgun Stories) “Sığınak”a (Take Shelter) kadar her filminde Amerikan taşrasındaki karakterlerin iç dünyasını anlattığı görülür.
Muhtemelen “King Snake” de bu çizgide ilerleyecek ve Nichols, sinemasında yeniden köklerine dönecek.
Finansman Savaşından Sete
Ayrıca 46 yaşındaki Jeff Nichols sonunda muradına erdi.
FilmNation Entertainment yapımcılığında çekeceği “King Snake” için yıllardır beklediği finansmanı buldu.
Bu, son yıllarda yaşadığı o zorlu dönemin de fiilen bittiği anlamına geliyor.
Uzun süredir birlikte çalıştığı Michael Shannon, altı filmden sonra yine yanında, yine başrolde.
Shannon geçen aylarda açık açık söylemişti; Nichols’un film çekmek için para bulmakta zorlandığını, altı film çekmesine ve hepsinin harika olmasına rağmen hala fon bulamadığını…
Sonuç Olarak
“King Snake”, Jeff Nichols için yalnızca yeni bir film değil, yaratıcı bir yeniden doğuş olacak.
Hem bu kez şartlar farklı… Finansman sıkıntısını geride bırakan bir Nichols var karşımızda.
Yönetmen böylece hem kendi sinema diline sadık kalabilecek hem de klasik Amerikan korkusuna kişisel bir dokunuş getirebilecek.
O yüzden “King Snake”, Nichols’ın kariyerindeki en karanlık ve en kişisel film olmaya aday görünüyor.