Her bireyin kafeine karşı verdiği tepki aynı değildir. Kimileri sabahları kahve içmeden güne başlayamazken, kimileri ise küçük bir miktar kafein aldıktan sonra bile çarpıntı, huzursuzluk ya da uykusuzluk yaşayabilir. Bu farklılıkların temelinde yatan durum “kafein hassasiyeti” olarak adlandırılır.

Kafein hassasiyeti, bir bireyin vücudunun kafeini nasıl işlediğiyle ilgilidir. Herkesin metabolizması kafeini farklı hızda parçalar ve bu da kafeinin etkilerinin kişiden kişiye değişmesine neden olur. Genetik yapı, karaciğerin çalışma hızı, yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı ve kullanılan bazı ilaçlar kafein hassasiyetini etkileyen başlıca faktörlerdir.

Kafein hassasiyeti, kafein alerjisiyle karıştırılmamalıdır. Kafein alerjisinde bağışıklık sistemi devreye girerek kaşıntı, kurdeşen, dil veya boğazda şişlik gibi belirtilerle tepki verirken; kafein hassasiyetinde durum tamamen metabolik ve genetik temellidir.

Kafein Duyarlılığı Dereceleri Nelerdir?

Kafeine karşı duyarlılık kişiden kişiye değişse de genellikle üç ana grupta incelenir:

1. Normal Kafein Hassasiyeti:
Bu gruptaki bireyler, günlük 200 ila 400 mg kafeini herhangi bir olumsuz etki yaşamadan tüketebilirler. Toplumun büyük bir kısmı bu gruptadır ve kahve, çay gibi içecekleri düzenli olarak tüketebilir.

2. Yüksek Kafein Toleransı:
Bazı insanlar, genetik olarak kafeini çok daha etkili bir şekilde metabolize edebilir. Bu kişiler, gün içerisinde yüksek miktarda kahve tüketmelerine rağmen genellikle uykusuzluk, huzursuzluk ya da çarpıntı gibi şikayetler yaşamazlar.

3. Aşırı Kafein Hassasiyeti:
Bu gruptaki bireyler ise çok küçük miktarlarda alınan kafeine dahi aşırı tepki gösterebilir. Birkaç yudum kahve ya da az miktarda çikolata bile, kalp çarpıntısı, titreme, anksiyete ve baş ağrısı gibi belirtilere yol açabilir.

Kafein Hassasiyeti Belirtileri

Kafein hassasiyeti olan bireyler, diğerlerine göre çok daha düşük dozlarda dahi kafeinin etkilerini yoğun biçimde hisseder. En sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:

  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı

  • Anksiyete ve panik hissi

  • Huzursuzluk ve sinirlilik

  • Baş ağrısı

  • Uykusuzluk veya uykuya dalamama

  • Titreme ve mide rahatsızlığı

Bu semptomlar, kafeinin vücutta daha yavaş parçalanmasından dolayı birkaç saat boyunca devam edebilir.

Kafein Duyarlılığı Nasıl Teşhis Edilir?

Kafein hassasiyetinin kesin bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Genellikle kişinin kafeinli ürünleri tükettikten sonraki fizyolojik ve psikolojik tepkilerine bakılarak değerlendirme yapılır. Kafein içeren gıdalarla ilişkilendirilen semptomlar yaşanıyorsa, birey bir süreliğine bu ürünleri bırakıp semptomların geçip geçmediğini gözlemleyebilir. Bu süreçte bir hekime danışılması da önemlidir.

Kafein Tüketiminde Güvenli Sınırlar

Uzmanlar, sağlıklı bireylerin günde en fazla 400 mg kafein tüketmesini önermektedir. Bu da yaklaşık üç ila dört fincan kahveye denk gelir. Ancak kafein hassasiyeti olan bireyler için bu miktar çok daha düşük olmalıdır. Hafif hassasiyeti olan bireyler günlük 30-50 mg kafeini tolere edebilirken, aşırı hassas bireylerin kafeinden tamamen uzak durması gerekebilir. Özellikle çocuklar, ergenler ve hamile bireylerin kafein tüketimine dikkat etmesi önerilir.

Kafein Hassasiyetinin Nedenleri

Kafein duyarlılığını artıran ya da belirleyen faktörler şunlardır:

Genetik yatkınlık: Bazı bireylerin genetik yapısı, kafeini metabolize eden enzimlerin daha yavaş çalışmasına neden olur.

Geri Görüş Kamerası Nedir? Geri Görüş Kamerası Nedir?

Karaciğer fonksiyonları: Kafein karaciğerde parçalanır. Karaciğerin çalışma hızı, kafeinin vücutta kalış süresini doğrudan etkiler.

İlaç kullanımı: Doğum kontrol hapları ve bazı antidepresanlar gibi ilaçlar kafeinin etkisini artırabilir.

Cinsiyet ve yaş: Kadınlar, özellikle gebelik döneminde ve yaş ilerledikçe kafeine karşı daha hassas hale gelebilir.

Muhabir: Sibel Bay