SİBEL BAY
Eizoptrofobiniz ya da katoptrofobiniz varsa, duvardaki bir aynaya ya da herhangi bir yerdeki yansımaya bakarak bir sorgulama yapamazsınız. Çünkü bu fobilerin her ikisi de ayna korkusunu içerir ve bu nadir görülen durum tuhaf görünse de aynaların doğası gereği gizemli olduğunu iddia etmek zor değildir.
Aynalara saçımızın veya kıyafetimizin iyi görünüp görünmediğini kontrol eden bir nesne olma rolünün çok ötesinde anlamlar yükleriz.
Aynaların tarihi, eski insanların sudaki yansımalarına baktıkları zamanlara kadar uzanır. İnsanlar, modern cam aynaların ortaya çıkışına kadar cilalı taşların ardından kendilerine baktılar. Aynalar, insanların kendilerine bakmasına olanak sağlamanın yanı sıra, kişinin iç ve dış niteliklerinin bir yansıması olarak ruhun metaforları haline geldi. Bu fikirle birlikte, insanların ruhlarının bu nesnelerin içinde sıkışıp kalabileceği ve bu nesnelerin, ruhların her zaman dost canlısı olmadığı ruhlar dünyasına açılan kapılar haline gelebileceği fikri ortaya çıktı.
Bloody Mary adlı ürkütücü oyun, birçok korku filmi ve hikâyenin yanı sıra aynalarla ilgili batıl inançlar da ayna korkusunun oluşmasına neden oluyor. Bilim insanları insanların aynalardan neden korktuklarını tam olarak belirleyememekle birlikte bu fobi, yansımalarımızın büyüleyici çağrışımları olabileceğini göstermiştir.
Kendinizi Aynada Görme Korkusu: Eizoptrofobi
Kendinizi aynada görme korkusunun tıbbi adı eizoptrofobidir ancak genellikle katoptrofobi ve genel olarak aynalardan hoşlanmama ile değiştirilir. Eizoptrofobi, Yunanca "içine" ( eis ) ve "görüş" ( optikos ) sözcüklerinden gelir. Genellikle eizoptrofobisi olan kişiler fiziksel aynadan değil, yansıyan gördükleri görüntüden korkarlar.
Tüm fobiler gibi bu durum da kişinin hayatını bozan yoğun bir korkuyu içerir. Semptomlar hızlı kalp atışı, anksiyete ve nefes darlığını içerebilir. Eizoptrofobi ile yaşayan insanlar aynalardan kaçınabilir veya onları görmezden gelebilir. Bilim adamlarının bu fobinin neden ortaya çıktığı konusunda somut bir açıklamaları olmamakla birlikte bu olayın geçmişte yaşanmış bir travma nedeniyle olabileceği yorumunu üretmektedirler.
Ayna Korkusu: Katoptrofobi
Bazen eizoptrofobi ile karıştırılsa da ayna korkusu tıbbi olarak katoptrofobi olarak bilinir. Katropto, terimin geldiği Yunanca ayna kelimesidir. Fiziksel aynaya duyulan bu mantıksız korku, anksiyete ataklarına ve nefes darlığı ve hızlı kalp atışı gibi fiziksel semptomlara neden olabilir.
Catoptrophobia, kişinin kendi yansımasını görme eylemini daha da korkutucu hale getirmek için skoptofobi (izlenme korkusu) gibi diğer fobilerle aynı anda ortaya çıkabilir. Bilim adamları katoptrofobiye neyin sebep olduğundan emin değillerdir ancak terapi yöntemi ile bu duruma sahip olan kişilere yardımcı olabilirler.
Hayalet Korkusu ve Ayna Korkusu İç İçedir
Eizoptrofobi ve katoptrofobi, ruhlara veya hayaletlere karşı aşırı korku olan spektrofobi ile aynı anda mevcut olabilir. Şehir efsaneleri, batıl inançlar ve doğaüstü varlıkların aniden aynalarda ortaya çıkmasını içeren korku filmi kinayeleri sayesinde bu fobi, ayna korkusuyla iyi bir şekilde eşleşmektedir.
Aynalara ek olarak, spektrofobi hastaları karanlık yerlerden, boş evlerden ve yoğun ormanlık alanlardan da korkabilir ve bunlardan kaçınabilir. Fazmofobi olarak da bilinen spektrofobi, diğer fobilere benzer şekilde aynı kaygı belirtilerine neden olabilir.
Bloody Mary Oyunu Herkesi Aynalardan Ölümcül Bir Şekilde Korkutabilir
Popüler bir doğaüstü oyun olarak bilinen Bloody Mary, aynaların itibarına büyük zarar vermiştir. Bu çocuk oyunu, bir kişinin aynanın önünde durup kendi yansımasına bakmasını ve üç kez "Bloody Mary" demesini gerektirir. Bunu yapmanın korkunç sonuçlara yol açacağı iddia edilmektedir. Bloody Mary, çağrılmış gibi görünebilir veya ayna ilahiyi yutabilir veya gözlerini parçalayabilir.
Kişi Öldükten Sonra Aynaları Kapatmak Bazı Kültürlerde Bir Gelenektir
Tarihsel olarak, bazı kültürlerdeki insanlar, bir arkadaşları veya aile üyelerinden biri öldükten sonra evdeki aynaların üzerine bezler örtmüş olabilirler. Viktorya döneminde insanlar aynaları tamamen kaplamışlar ya da kenarlarını siyah kumaşla sarmışlardır.
Bundan çok önceleri Almanların, birisi öldükten sonra aynaya bakmanın bakan kişiye de aynı kaderi getireceğinden korktuğu söyleniyordu.
Çin'de insanlar, sevdikleri kişinin ruhunun yanlışlıkla onun yansımasını görüp onun bir hayalet olduğunu anlamaması için, birisi gittikten sonra aynaları ters çevirdiler.
Diğer kültürlerdeki insanlar, bir kayıptan sonra aynaları kapatmış olabilirler çünkü yansıtıcı yüzeyin, gelen bir ruhun enerjisini emebileceğine ve aynanın sahibine kötülük ve kötü şans getireceğine inanıyorlardı.
Bazı İnsanlar Aynaların Doğaüstü Dünyaya Bağlantı Olduğuna İnanıyor
Aynalarla ilgili batıl inançlar, çoğunlukla aynaların doğaüstü dünyaya bağlı olduğu ve bu dünyaya açılan bir kapı görevi gördüğü inancından kaynaklanmaktadır. Örneğin bazı korku filmlerinde, bir portal açıldığında hayaletler, kötü ruhlar ve diğer varlıklar aynaların içinde belirir veya aynalardan çıkar.
Bazı insanlar ruhların aynaların içinde sıkışıp kalabileceğine inanmaktadırlar. Çoğu zaman bu ruhlar kötüdür ve aynı aynaya bakan herkese zarar verebilir. Aynada hapsolmuş kötü enerji, ölen kişinin hayattayken içinde barınan kötülükle orantılı olacaktır. Bu inançlara sahip olanlar, insanların perili aynaları örtmesi, yok etmesi, kutsaması veya gömmesi gerektiğini söylemektedirler.
Ayna Kırmak Kötü Şans Getirebilir
Ayna kırmak, merdiven altından geçmek ve kara kedilerin yolundan geçmek dışında, kötü şans getirdiği düşünülen en bilinen batıl inanışlardan biridir. Antik çağdaki insanlar yansımaların kişinin ruhunu görebilmesinin sonucu olduğunu düşünüyorlardı. Ayrıca bir ruhun kendini yenilemesinin yedi yıl sürdüğüne inandıklarından, aynayı kırmanın bu kadar yıl boyunca kişiye kötü şans getireceği düşünülüyordu. Aynı kavram sudaki yansımalar için de geçerliydi. Bazı halk masallarına göre, insanların dalgalanmalar veya dalgalar yansımalarını bozduktan sonra kötü şeyler yaşadıkları bildirilmektedir.
Aynalar Çoğunlukla Kehanet ve Ritüellerde Kullanılır
Bazı insanlar ruh dünyasındakileri sorgulamak veya gelecek hakkında bilgi edinmek için aynaları kullanır. Antik Yunanlılar, içinde oturabilecekleri, yansımalarına bakabilecekleri ve ruhlar dünyasına bağlanabilecekleri aynalı odalar olan psikomanteumlar inşa etmişlerdir. Yunanlıların ayrıca yansıma ve iletişim gücünü ikiye katlamak için aynaları suya batırdıkları iddia edilmektedir.
Bilime Göre Aynaların İçinde Bir Paralel Dünya Yaşanmaz Bir Yer Olur
Aynanın içinde başka bir dünya fikri büyük ölçüde batıl inançlara ve şehir efsanelerine dayansa da bilim, eğer böyle bir dünya varsa, oradaki ayna görüntüsü moleküllerinin bizimkinden çok farklı bir ortam yaratabileceğini öne sürmektedir.
Bunların hepsi kimyada kiral moleküller adı verilen bir kavrama dayanmaktadır. Bir molekül kendisinin ayna görüntüsüne sahip olduğunda kiraldir, ancak bu iki molekül birbirinin üzerine yerleştirilemez. Bu nedenle, bilime göre, aynanın içindeki dünya uyumsuzdur. Çünkü bu, moleküllerin ve DNA'nın bizimkinden farklı özelliklere sahip olduğu ve farklı tepki verebileceği bir yer gerektirecektir.
