Küresel borç miktarı, Çin ve ABD'nin borçlanma oranlarındaki artışın etkisiyle 2 trilyon doları aşarak 312 trilyon dolara ulaştı.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) yayımladığı "Küresel Borç Monitörü" raporuna göre, 2024'ün ilk altı ayında küresel borç tutarı 2,1 trilyon dolarlık bir artışla 312 trilyon dolar seviyesine çıktı. Bu artış, geçen yılın ilk yarısındaki 8,4 trilyon dolarlık yükselişe kıyasla daha sınırlı kaldı.
2023 yılının aynı döneminde küresel borçlar 302,4 trilyon dolar olarak kaydedilmişti. Borçlardaki yükselişin önemli bir kısmı Çin ve ABD'deki yüksek borçlanmadan kaynaklanırken, Hindistan, Rusya ve İsveç gibi ülkeler de bu artışta etkili oldu. Buna karşın, Japonya ve birçok Avrupa ülkesinde toplam borç miktarında gerileme görüldü.
Gelişmiş ekonomilere ait borçlar 2024 yılının ikinci çeyreği itibarıyla 210,5 trilyon dolar seviyesinde hesaplanırken, gelişmekte olan piyasalarda borç 101,3 trilyon dolar olarak kaydedildi.
Küresel borcun dağılımına bakıldığında, hane halkı borçları 59,6 trilyon dolara çıkarken, finansal olmayan şirketlerin borçları 89,6 trilyon dolara, kamu borçları 91,7 trilyon dolara, finansal şirketlerin borçları ise 70,9 trilyon dolara yükseldi.
Küresel borçların gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı ise genel olarak yüzde 327-328 seviyelerinde sabit kaldı.
Toplam GSYH’ye oranla bakıldığında, hane halkı borçları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62’den yüzde 60,9’a gerilerken, finansal olmayan şirketlerin borçları yüzde 91,5’ten yüzde 90,6’ya, finansal sektörün borçları ise yüzde 78,9’dan yüzde 78,5’e düştü. Buna karşın, kamu borçları yüzde 96’dan yüzde 97,6’ya yükseldi.
Türkiye'de de borçların GSYH'ye oranında değişiklikler yaşandı. 2024'ün ikinci çeyreğinde hane halkı borçları geçen yılki yüzde 12,6 seviyesinden yüzde 10,2’ye düşerken, finansal olmayan şirketlerin borç oranı yüzde 55,6'dan yüzde 42,8’e geriledi. Kamu borçları yüzde 35,6’dan yüzde 29,2’ye, finansal sektör borçları ise yüzde 21,2’den yüzde 16,7’ye düştü.
Raporda ayrıca, küresel kamu borcunun 2030 yılına kadar 145 trilyon dolara, 2050 yılında ise 440 trilyon doları aşmasının beklendiği öngörüldü.