Ankara’da gerçekleştirilen “2025 Dünya Gıda Günü Paneli”nde tarımın geleceği, gıda güvenliği ve küresel beslenme krizleri masaya yatırıldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, Türkiye’nin son çeyrek yüzyılda tarımsal üretimde önemli bir sıçrama yaptığını söyledi.
Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliğiyle Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi Kültür Müzesi’nde düzenlenen panelde, tarımın ekonomik ve insani boyutu ele alındı.
Konuşmasında tarımın insanlık tarihindeki yerini vurgulayan Zeybekci, “Tarım, ekonominin başlangıcıdır. İnsanlığın en temel üç ihtiyacı beslenme, barınma ve güvenliktir” dedi.
Zeybekci, son 50 yılda dünya nüfusunun ikiye katlandığını hatırlatarak, “Artan nüfus karşısında üretim aynı oranda artmadı” ifadelerini kullandı.
Dünyada afetlerin etkisinin her geçen yıl arttığını belirten Zeybekci, bu durumun küresel ekonomide büyük kayıplara neden olduğunu dile getirerek, “Son on yılda afetlerin oluşturduğu ekonomik kayıp yüzlerce trilyon doları buluyor. Bu kayıpların önemli bir kısmı tarım sektöründe yaşanıyor. Sel ve kuraklık gibi felaketler gıda güvenliği açısından ciddi tehditler oluşturuyor” dedi.
Zeybekci, yetersiz beslenmenin küresel ölçekte büyüyen bir problem haline geldiğini vurgulayarak, Gazze’de yaşanan insanlık dramına da değindi:
“İsrail’in Gazze’yi aç bırakarak toplumu yok etmeye çalışması insanlık tarihi açısından utanç vericidir.”
Türkiye’nin tarımsal ekonomide son yıllarda büyük bir ivme kazandığını kaydeden Zeybekci, “Türkiye tarımsal üretimde son 25 yılda çok önemli bir başarı elde etti. Tarımsal gayrisafi yurt içi hasıla 25,5 milyar dolardan 75 milyar dolara yükseldi. Bu başarıda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği ve vizyonu büyük rol oynadı” ifadelerini kullandı.
Dünyada gündemde olan “nadir elementler” tartışmasına da değinen Zeybekci, “İnsanlık tarihinin en kıymetli nadir elementi gıda ve sudur. İsrafı önlemek ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek insanlığın ortak görevi olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Tarım, Kültürün de Temelidir”
Panelde konuşan TARPOL Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mehdi Eker ise Türkiye’nin coğrafyasından ve kültüründen gelen güçlü bir tarım geleneğine sahip olduğunu ifade ederek, “Küresel ısınma, savaşlar, ticaret kısıtlamaları ve ambargolar nedeniyle dünyada gıda güvenliği her geçen gün daha da tehlikeye giriyor” dedi.
Eker, su kaynaklarının da hızla azaldığına dikkat çekerek, “Birçok şehirde su seviyesi hem barajlarda hem yer altı kaynaklarında ciddi şekilde düşüyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda tarım için en büyük tehditlerden biri olacak” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler’in mevcut küresel sorunlara çözüm üretmede yetersiz kaldığını belirten Eker, tarımın yalnızca üretimden ibaret olmadığını şu sözlerle dile getirdi:
“Tarım sadece tohum ekmek değildir. Aynı zamanda kültürdür, medeniyetin temelidir. Eğer tarım yoksa gıda yok, beslenme yok, yaşam yok.”
Eker, ayrıca Gazze’de yaşanan insani krize değinerek, “İsrail’in Gazze halkını aç bırakma politikası, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir insanlık suçudur” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Gıda Güvenliğindeki Rolü Tartışıldı
Panelin ikinci bölümünde “Küresel Gıda Arz Güvenliğinde Türkiye’nin Rolü” başlıklı oturum düzenlendi.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, bu yıl hububat üretiminde düşüş yaşansa da kıtlık riskinin bulunmadığını söyleyerek, “Geçtiğimiz yıl dünya genelinde sıcaklık ortalaması 1,6 derece arttı. Her bir derecelik artış, üretimde yüzde 8 azalma anlamına geliyor” diye konuştu.
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık ise sürdürülebilir tarım politikalarının önemini vurgulayarak, “Tarım geleceğimiz için vazgeçilmezdir. Bu yılki temamız ‘El ele’. Gıda güvenliği için birlikte hareket etmeli, koordinasyon içinde çözümler üretmeliyiz” dedi.
Panelde ayrıca Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomi Politikaları ve Kuruluşları Genel Müdür Yardımcısı Işıl Cemali Doğan, Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy ve TARPOL’den Mehmet Hasdemir de konuşmalar yaptı.
