Her yıl 14 Kasım’da kutlanan Dünya Diyabet Günü, bu kez diyabetin daha az bilinen ama giderek yaygınlaşan bir türünü gündeme taşıdı: LADA (Latent Autoimmune Diabetes in Adults). Doç. Dr. Mustafa Temizel, tip 1 ve tip 2 dışında kalan bu özel diyabet türüne dikkat çekerek, doğru tanının ve zamanında tedavinin önemini vurguladı.
LADA: Diyabetin Sessiz Yüzü
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Temizel, toplumun büyük bölümünün diyabeti yalnızca tip 1 ve tip 2 olarak bildiğini, ancak LADA’nın (yetişkinlerde gizli otoimmün diyabet) ciddi bir farkındalık açığı yarattığını belirtti.
Tip 1.5 olarak da adlandırılan bu tür, hem tip 1’in otoimmün mekanizmasını hem de tip 2’nin yavaş ilerleyişini taşıyor. Genellikle 30 yaş üzerindeki bireylerde görülüyor ve tanısı oldukça zor konuluyor.
Tip 2 Sanılan Bazı Vakalar Aslında LADA
Ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, kilo kaybı gibi semptomların LADA’da da görüldüğünü vurgulayan Temizel, bu benzerliğin yanlış teşhislere yol açabileceğini söyledi.
Yapılan araştırmalar, tip 2 teşhisi alan bireylerin yaklaşık yüzde 14’ünün aslında LADA hastası olduğunu ortaya koyuyor. Bu da yanlış tedavi yaklaşımlarının komplikasyon riskini artırabileceği anlamına geliyor.
Tedavide Erken İnsülin Girişimi Hayati
LADA hastalarının başlangıçta ağızdan ilaç tedavisine yanıt verebileceğini belirten Doç. Dr. Temizel, ancak bu etkinin geçici olduğunu ve çoğu hastanın kısa süre içinde insüline ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Bu noktada erken insülin tedavisi komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
C-Peptid Değeri Belirleyici
LADA teşhisinde otoimmün diyabete özgü otoantikorların varlığına dikkat çeken Temizel, “Anti-GAD, ICA ve IAA gibi antikorların tespiti tanı açısından yol göstericidir” dedi.
Ayrıca C-peptid ölçümüyle pankreasın insülin üretme kapasitesinin anlaşılabileceğini, bu değerin zamanla düşmesinin insülin ihtiyacını işaret ettiğini belirtti.
Zayıf Bireylerde Daha Sık Görülüyor
Doç. Dr. Temizel, LADA’nın özellikle zayıf yapılı yetişkinlerde daha sık gözlemlendiğini ve vücut kitle indeksi, kolesterol düzeyi gibi verilerin tanıda yardımcı olabileceğini ekledi.
Erken Tanı ve Kişiye Özel Tedavi
Kesin bir tedavi protokolü olmasa da LADA’da temel hedef, kan şekeri kontrolünün sağlanması ve pankreasın kalan fonksiyonlarının korunması. Erken tanı, kişiye özel tedavi planı ve düzenli takip hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebiliyor.




