MGK bildirisinde, "Ülkemiz için tehdit teşkil eden tüm terör örgütlerini ve uzantılarını zaman ve mekân ayrımı gözetmeksizin hedef almaya devam edeceğiz." ifadeleri öne çıktı.
MGK'dan Terörle Mücadele Odaklı Görüşler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda şu konular ve başlıklar ele alındı:
Türkiye Yüzyılı'nda, ülkemizin milli güvenliği açısından kritik siyasi, askeri ve ekonomik gelişmeler değerlendirildi. Ayrıca, 2024'te karşılaşabileceğimiz potansiyel sorunlar ve bu bağlamda yapılacak faaliyetler ve alınacak tedbirler tartışıldı.
PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı, milli birlik ve beraberliğimizi koruma amacıyla içerde ve dışarıda gerçekleştirilen kararlı operasyonlar hakkında kurula bilgi sunuldu.
Türkiye'nin milli güvenlik politikasının, proje terör örgütleri üzerinden yapılan planlarla engellenemeyeceği vurgulandı. Ülkemizi tehdit eden tüm terör örgütleri, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız doğrultusunda her zaman hedef alınacak. Türk Silahlı Kuvvetleri, güvenlik güçleri ve istihbarat birimlerimizin bu mücadelesindeki en büyük destekçisinin, aziz milletimizden aldıkları sağlam destek olduğu belirtildi.
Irak ile artan temaslarımızın, terörle mücadelede somut adımlar atma ve müşterek coğrafyamızda huzuru sağlama çabalarını güçlendirdiği ifade edildi. Bölgedeki tüm ülkelerin refahını temin edecek kalıcı barış ve istikrarın, terörden arındırılmış bir güvenlik ortamının oluşturulmasıyla mümkün olabileceği değerlendirildi.
İsrail'in Gazze'deki katliamlarının devam etmesinin, bölgedeki barış ve güvenlik ortamını olumsuz etkileyebileceği ve çatışmaların yayılmasına neden olabileceği kaydedildi. Uluslararası sistemin, Gazze'de işlenen insanlık suçlarına engel olamadığına dikkat çekilerek, sistemin hakkaniyeti esas alarak ıslah edilmesinin küresel barış ve istikrar için acil bir gereklilik olduğu vurgulandı. Türkiye'nin, Gazze'deki kan dökülmesini durdurma, insani yardımları kesintisiz ulaştırma, adil ve kalıcı barışın sağlanması, uluslararası sistemin reforme edilmesi konusundaki kararlı tutumunu sürdüreceği belirtildi.
Kızıldeniz'deki son gelişmeler değerlendirildi ve Filistin sorununun yansımaları da göz önüne alınarak, mevcut durumun bir an önce çözüme kavuşturulmasının önemi vurgulandı.
Libya, Somali ve Sudan'daki durum ele alındı; Türkiye'nin dost ve kardeş ülkelerin toprak bütünlüğünü destekleyerek mevcut meselelere çözüm bulma çabalarının devam edeceği ifade edildi.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bölgesel ve küresel riskleri artırdığına dikkat çekilerek, acil bir ateşkes ve kalıcı barışın tesisiyle sonlandırılmasının önemi vurgulandı. Türkiye'nin Montrö rejimi çerçevesinde Karadeniz'de barış ve istikrarı sağlama yönelik çabalarının sürdürüleceği belirtildi.
