Mudanya Günlüğü: Masadan Kalkarken

Hüseyin ALPASLAN’ın 3 Ekim 2025 tarihli yazısı: Mudanya Günlüğü: Masadan Kalkarken

Abone Ol

3 Ekim 1922 – Başlangıç

Mudanya’da küçük bir Rum evi, tarihin yönünü değiştirecek bir mekân hâline gelmişti. İçeride Türkiye Büyük Millet Meclisi adına İsmet Paşa, Asım Gündüz, Tevfik Bıyıklıoğlu ve Seyfi Düzgören hazırdı. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve General Refet Bele de destek için oradaydı. Karşı tarafta İngiltere’den General Harrington, Fransa’dan General Charpy, İtalya’dan General Monbelli hazır bekliyordu. Yunan delegeleri ise cesaret edemeyip açıkta bir gemide bekliyordu.

İsmet Paşa söz aldı:

“Bugün burada sadece kâğıt imzalayacağız, ama halkımızın hakkını koruyacağız. Edirne ve Doğu Trakya artık halkına geri dönmeli.”

Harrington kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra yanıtladı:

“İsmet Paşa, müttefikler olarak barışı istiyoruz, fakat Yunan tarafının bazı talepleri var. Anlaşmak kolay olmayacak.”

Görüşmeler gün boyunca tartışmalar ve sessizliklerle geçti. İsmet Paşa’nın gözlerindeki kararlılık, heyete güven veriyordu.

4 Ekim – Karşı Proje

İsmet Paşa, İzmir’de kararlaştırılan esaslar çerçevesinde hazırlanmış Türk karşı projesini sundu:

“Trakya’daki jandarmamız, halkın güvenliği için yeterlidir. Başka hiçbir müdahaleye izin vermeyeceğiz.”

Charpy kaşlarını çatarak itiraz etti:

“Bu sayı yeterli olmayabilir, güvenliği sağlamak için bazı ek önlemler gerekli.”

İsmet Paşa haritalara bakarak yanıtladı:

“Biz kendi sınırlarımızı, kendi halkımızın güvenliğini belirleriz. Masadan ancak hakkımızı alarak kalkarız.”

5 Ekim – Gerginlik ve Tehdit

Çanakkale ve Boğazlar’da İngilizler tahkimat inşa ediyor, bölge halkına sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. İsmet Paşa, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya telgraf çekti:

“Batı Cephesi Orduları harekâta hazırdır. Masada çözüm için sabırlıyız, ama gerekirse müdahale edebiliriz.”

Masada sessizlik çöktü; delegeler İsmet Paşa’nın kararlılığını anlamıştı.

6 Ekim – Güven Tesis Ediliyor

Harrington İsmet Paşa’ya yazdı:

“Tüm harekât durduruldu. Ancak emir gelirse yeniden harekete geçebiliriz.”

İsmet Paşa sakin ama net yanıtladı:

“Biz masada anlaşırsak, sahada tekrar harekete gerek kalmaz. Barış için buradayız, ama hakkımızı korumaya da hazırız.”

Türk ordusu Çanakkale ve Boğazlar’da mevzilendi, diplomasi ve askeri güç paralel ilerledi.

7 Ekim – Türk Heyeti Sabırlı

İsmet Paşa, heyete dönerek dedi ki:

“Sabırlı olacağız, ama masadan ödün vermeden kalkacağız. Bize güvenin, her şey planlandığı gibi ilerliyor.”

Yunan delegesi gemide, endişe içinde birbirine bakıyordu:

“Bu adamlar masada bile askeri üstünlüklerini hissettiriyor. Ne yapacağız?”

8 Ekim – Haritalar ve Detaylar

İstanbul ve Boğazlardaki işgal bölgeleri harita üzerinde netleşti. Masadaki tartışmalar artık detaylara odaklanıyordu: jandarma sayısı, mülki idare teslimi ve ara hatlar. İsmet Paşa, her maddeyi tek tek onayladı ve masada kararlılığını gösterdi.

9 Ekim – Kapanış Hazırlığı

İsmet Paşa, toplantı öncesi not aldı:

“Her maddeyi gözden geçirdik. 11 Ekim’de imza için hazırız. Masadan ancak hakkımızı alarak kalkacağız.”

Harrington, Charpy ve Monbelli, Türk heyetinin kararlılığını fark etmişti. Sessiz bir saygı oluşmuştu.

10 Ekim – Son Görüşmeler

Küçük detaylar ve formülasyonlar tartışıldı. Masada artık kimse taviz vermek istemiyordu. İsmet Paşa, heyete dönerek:

“Bu gece kararımızı netleştireceğiz. Türkiye hak ettiğini alacak.”

11 Ekim – Zaferin İmzası

Mudanya Askerî Sözleşmesi imzalandı. Edirne ve Doğu Trakya savaşsız Türkiye’ye geçti. Türk ordusu tek bir kurşun atmadan topraklarını geri aldı. Mondros hükümsüz kılındı, Sevr ölü bir belge hâline geldi.

İsmet Paşa, haritaya bakarken ekibine döndü:

“Bakın arkadaşlar, masadan alnımız açık, başımız dik kalkıyoruz. Artık hem asker hem diplomat olarak kazandık.”

Mudanya, Türk milletinin haysiyet mücadelesinin simgesi oldu. O gün Türk milleti hem süngüyle hem kalemle kazanan taraf olduğunu tüm dünyaya göstermişti.

Kaynak:

Hüseyin Alpaslan, Millî Mücadele Döneminin Mihenk Taşları, Gece Kitaplığı, Ankara, 2021, s. 129-137.