Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ekonomik ve politik gerilimde, nadir toprak elementleri (NTE) giderek daha kritik bir rol üstleniyor. Çin’in bu alandaki büyük rezervleri, yüksek üretim kapasitesi ve ihracat politikaları küresel dengeleri etkiliyor.
Ticaret savaşlarının başlangıç noktası olarak görülen 2018 yılında, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e ek gümrük vergileri getirmesiyle tansiyon yükselmişti. Bu hamleye karşılık olarak Çin’in, nadir toprak elementlerinin ihracatına sınırlamalar getirebileceğini duyurması, bu elementleri ticaret savaşlarının merkezine taşıdı.
Yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminde vazgeçilmez olan NTE'ler, ABD’nin Çin’e olan bağımlılığını artırıyor. Çin ise bu avantajını “ihracat kontrolleri” ve “yasaklar” gibi stratejik hamlelerle kullanıyor. Pekin yönetimi, son olarak 4 Nisan'da bu konuda yeni bir açıklama yaptı.
Dünya Üretiminin Yüzde 69'u Çin'den
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun 2024 yılı verilerine göre, dünyadaki toplam nadir toprak elementi rezervi 90 milyon ton civarında. Çin, bu rezervin neredeyse yarısını—yaklaşık 44 milyon tonunu—elinde bulunduruyor. Çin’i sırasıyla Brezilya (21 milyon ton), Hindistan (6,9 milyon ton), Avustralya (5,7 milyon ton), Rusya (3,8 milyon ton) ve Vietnam (3,5 milyon ton) takip ediyor.
Küresel üretimin yüzde 69’unu karşılayan Çin, aynı zamanda bu elementlerin yaklaşık yüzde 90’ını işleyebilecek altyapıya sahip. Bu durum, temiz enerji ve ileri teknolojiye yönelen ülkeler için Çin’i vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor.
Çin’in bu sektördeki baskın konumu, yalnızca tedarik değil fiyatlandırma üzerinde de ciddi bir hâkimiyet kurmasına olanak tanıyor. Bu nedenle, başta Batılı ülkeler olmak üzere birçok ülke, Çin’e olan bağımlılığı azaltmak için kendi nadir toprak projelerine yatırım yapıyor.
1927 yılında Çin'in kuzeyindeki İç Moğolistan bölgesinde keşfedilen Baiyün Obo sahası, bugün Çin’in en büyük nadir toprak elementi kaynağı olarak kabul ediliyor. Bu saha, ülke içindeki rezervlerin yüzde 83,7’sini, küresel rezervlerin ise yüzde 37,8’ini barındırıyor. Diğer önemli rezerv alanları ise Şandong ve Sıçuan eyaletlerinde yer alıyor.
Yedi Elemente Yeni İhracat Kısıtlaması
Çin’in 4 Nisan’da duyurduğu son ihracat düzenlemesi, samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosiyum, lutesyum, skandiyum ve itriyumu kapsıyor. Bu elementlerin yurtdışına gönderilmesi için firmaların Çin Ticaret Bakanlığı'na başvurarak, son kullanıcı bilgilerini ve kullanım amacını belgelemeleri gerekiyor. Söz konusu düzenleme, maden çıkarımından nihai ürün üretimine kadar tüm tedarik zincirini etkiliyor.
Bu kararın özellikle ABD’nin savunma sanayi ve yeşil enerji girişimlerini doğrudan etkilemesi bekleniyor. ABD, nadir toprak elementlerinin yaklaşık yüzde 70’ini Çin’den ithal ediyor. Yeni kısıtlamaların, F-35 savaş uçaklarının üretiminden Tesla elektrikli motorlarına kadar birçok alanda tedarik sorununa yol açabileceği değerlendiriliyor.
NTE’ler Modern Teknolojinin Bel Kemiği
Periyodik tabloda 17 elementten oluşan nadir toprak elementleri, rafine edildikten sonra birçok ileri teknoloji uygulamasında kullanılıyor. Bu elementler arasında Lantan, Seryum, Neodimyum, Praseodimyum ve Samaryum gibi isimler dikkat çekerken, uydu haberleşmesinden elektrikli araç motorlarına, akıllı füze sistemlerinden enerji depolama çözümlerine kadar çok sayıda sektörde hayati görevler üstleniyorlar.
Terbiyum, Disprosiyum, Holmiyum, Erbyum, Tulyum ve diğer NTE’ler de özellikle yüksek teknoloji ve endüstriyel uygulamalarda önemli rol oynuyor.
Küresel rekabette NTE’lerin yarattığı stratejik önem her geçen gün daha da artarken, Çin’in bu alandaki hamleleri dünya genelinde enerji politikaları ve teknolojik üretim stratejilerini doğrudan şekillendiriyor.