20 etnik grubun kıyafet ve yaşam objeleriyle, "Osmanlı Halk Kıyafetleri" sergisi farklı coğrafya ve kültürlerin yansımalarını görücüye çıkardı.

Uluumay Vakfı Özel Koleksiyonu'ndan seçilen 700'e yakın eser, "Birlik içinde çeşitlilik" alt başlığıyla Ümraniye Kültür ve Sanat Merkezinde sanatseverlerle bir araya geldi.

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Feyza Uluumay Gökalp, Osmanlı Devleti'nin fethettiği topraklarda yaşayan insanların giydiği kıyafetlerle takı ve yaşam kültürünü yansıtan objelerin yer aldığı sergiyi ve koleksiyonun hikayesini anlattı.

Babası Esat Uluumay'ın koleksiyona 1960'lı yıllarda başladığını söylüyor. Gökalp: "Babam 60 yıl boyunca Osmanlı'nın hükmettiği, fethedilen topraklarda yaşamış 220 farklı halkın kıyafet ve yaşam objelerini topladı." dedi. Sözlerine: "1940'lı yıllardan itibaren özellikle Türkler üzerinde bir unutturma, tarihinden uzaklaştırma, insanları kendi tarihine yabancılaştırma politikası güdüldüğü için çok zorlanmıyor. Hatta 1980'lerde yaşananlara ben de çocukken tanıklık ettim. Mesela evdeki bir sürü malzeme bir leğen karşılığında değişik tokuş yapılırdı. İnsanlar eski eşyalarını evden atmaya çalışırdı. Babamın da şansı o zaman tabii, bunları topluyor. Çok şükür toplamış bir araya getirmiş. Şimdi dünyadaki en kapsamlı Osmanlı halk kıyafet ve takıları koleksiyonuna sahibiz." şeklinde devam etti.

1960'lı yıllarda toplanmaya başlanan koleksiyon ile 2015'ten itibaren kendisinin ilgilenmeye başladığını belirten Gökalp: "Koleksiyonda 55 bine yakın parçamız var. Buradaki sergiye 700 tanesini getirdik. 55 bin parçanın tabii hepsi kocaman şeyler değil. Küçük parçalar da var bunların içerisinde. Bizans da Memluk da Osmanlı da var. Arkeolojik birtakım eserlerimiz de, etnografik eserlerimiz de var. Çok büyük bir koleksiyon gerçekten." değerlendirmesini yaptı.

Koleksiyonu toplarken babasının insanların yaşantısını, yiyip içtiklerini ve kültürlerini anlatmayı hedeflediğini dile getiren Gökalp: "Kahve kültürü, hamam kültürü, at koşum-binicilik kültürü, dergah kültürü, el sanatları, müzik aletleri, hepsini koleksiyon haline getirmiş. Biz hepsine tabii çocukken şahitlik ederdik. Mesela bir kıl kopuz bulurdu bir yerden. O kıl kopuz sabahlara kadar incelenir, araştırılır sonra bir bakardık ki arkasından diğer müzik aletleri gelmeye başlar ve büyük bir koleksiyon çıkar ortaya. Benim tek arzum bu koleksiyonu sergiler vasıtasıyla gençlerimizle buluşturup, unutturulan tarihlerini onlara hatırlatmak." dedi.

Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp, İstanbul'da sergilenmek üzere koleksiyondaki 220 takımdan 13 kıyafet seçtiklerini dile getirdi: "Bu 13 kıyafetin her birini özellikle İstanbul'da bulunan pek çok tasarım okuluna, pek çok liseye örnek teşkil etmesi için getirdim. Çünkü buradaki her parçadan milyonlarca tasarım çıkartabilirler. Bence bir Türk çocuğu, biz İngiliz çocuğu gibi değil, bir Türk çocuğu gibi davranmalı ve kendi özünden global tasarımlara gitmelidir. O yüzden gelip, buradaki şeyleri gördükleri zaman çok etkileniyorlar ve hepsi bir mesaj, alabilecekleri bir şey yakalıyor." şeklinde yorumda bulundu.

Bursa'da medrese içerisinde sergilendiğinen koleksiyon hakkında Gökalp: "Medrese odaları küçük olduğu için maalesef az eşya sergiliyor, diğerlerini depoda bekletiyoruz. Rahmetli babamın da benim de en büyük arzumuz, halk kıyafetlerini, saray kıyafetlerinin sergilendiği Topkapı Sarayı'na yakın bir yerde sergilemek. Bu sayede Osmanlı'yı tam anlamıyla anlamak mümkün olacaktır. İstanbul'a bir iki koleksiyonu getirmemiz Bursa'daki sergimizi de rahatlatacak, 'Osmanlı Halk Kıyafetleri' de olması gereken yerde Osmanlı'nın 3. ve son başkentinde sergilenmiş olacaktır." ifadelerini kullandı.

Erzurum’da Sağanak Alarmı: Sarı Kodlu Uyarı Verildi! Erzurum’da Sağanak Alarmı: Sarı Kodlu Uyarı Verildi!

Gelinliklerden dergah kültürüne, kahve kültüründen kapı tokmaklarına oradan kişisel bakım malzemelerine kadar 200 ila 300 yıllık orijinal eserlerin sunulduğu sergide modaseverlere takdim edildi.

AA

Editör: Arda Kemal ATAY