SİBEL BAY

Disleksi skalası  gün geçtikçe artıyor. Eğitimci Tuğba Yıldırım disleksi belirtileri hakkında şunları aktardı:

Sukulent Bitkisinin Özellikleri Nelerdir? Bakımı Nasıl Olmalıdır? Sukulent Bitkisinin Özellikleri Nelerdir? Bakımı Nasıl Olmalıdır?

“Disleksi; hiç okuyamama seviyesinden, harf ya da hece atlama, heceleyerek okuma, harf ekleme, ters çevirme, döndürme seviyesine kadar bir geniş yelpazede görülebilir. Disleksili çocuklar akıcı bir okuma yapmakta, dikkatlerini toplamada ve devam ettirmede güçlük yaşarlar. Okuma faaliyetini kaygı verici bulurlar, bu nedenle kelime hatasını çok yaparlar, özellikle uzun kelime ve cümleleri okumada zorlanırlar.”

Yıldırım, özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda bazı belirtilerin  ise şu yönde oluğunu açıkladı:

“Öğrenme güçlüğü çeken çocuklarda işitsel ve görsel algılama, tanıma, hatırlama, sıralama becerilerinde zayıflıklar mevcuttur. Çocuk dalgındır ve sakarlıkları vardır. Aşırı bir hareketlilik olabilir. Dikkatini toplamak ve sürdürmekte zorlanır. Sınırlı bir sözcük dağarcığına sahiptir. Okumayı öğrenirken zorluk yaşar. Okuması akıcı değildir. Okuduğunu anlamakta ve ifade etmekte zorlanır. El yazısı okunaksızdır. Yazılı anlatımda cümleleri kısa, bozuk ve oldukça basittir. Matematik ifadelerini işleme dönüştürmekte zorlanır. Problemdeki işlemlerin hangi sırada yapılacağına karar veremeyebilir”

Disleksinin toplum içerisinde tanımının farklı yorumlandığına dikkat çeken Yıldırım, “Normal ya da üstün zekâ seviyesine sahip, fiziksel, ruhsal ya da nörolojik herhangi bir bozukluğu olmayan bazı bireylerin çocuk yaşta; okuma, yazma, konuşma, düşünce ve aritmetik becerilerinde zorluklar yaşamasına neden olan, özel okuma bozukluğuna “Disleksi” denir. Disleksi tanımını ilk yapan İngiliz Doktor W.P Morgen’a göre Disleksi “doğuştan kelime körlüğüdür. Disleksi, bireyin zekâ seviyesi ile ilgili bir sorun değildir. Albert Einstein, Edison, Leonardo Da Vinci, Pablo Picasso, Wolfgang Amadeus Mozart, Bill Gates, Alexander Graham Bell gibi tarihe mal olmuş birçok kişi de çocukluklarında bu sorunu yaşamışlardır. Disleksik kişiler; öğrenme için yeterli zekâ, yetenek ve kapasiteye sahip olmalarına rağmen, kendi algılarına uygun öğrenme metotlarına ulaşamadıklarından bu sorunla karşılaşmaktadırlar” diye sözlerini noktaladı.

Editör: Sibel BAY