13 Şubat Dünya Radyo Günü’nde kapılarını açan Radyo ve İletişim Müzesi, Hamamönü’nde tarihin izlerini taşıyan nadir iletişim araçlarını sergiliyor.
Radyolar, plaklar, telefonlar ve gramofonlar gibi 100’den fazla eser, iletişimin evrimini ve ardındaki insan hikayelerini ziyaretçilere aktarıyor.
Bu özel müze, geçmişin frekanslarını günümüze taşıyarak Ankara’ya eşsiz bir kültür deneyimi sunuyor.
Radyo ve İletişim Müzesi hakkında bilgi veren Haldun Kara, müzenin iletişim tarihini ve koleksiyonun önemini detaylarıyla anlattı.
İletişimin İzinde Tarihsel Bir Yolculuk
Ankara’nın Altındağ ilçesindeki tarihi Hamamönü Ankara Konağı, 13 Şubat 2025 Dünya Radyo Günü’nde yepyeni bir kültür hazinesine ev sahipliği yapıyor.
Mehmet Emin Ayaz’ın özenle topladığı ve yılların tozunu silip hayat verdiği yüzden fazla radyo, telefon, pullar, gramofon ve plak gibi iletişim araçları bu özel mekanda sergileniyor.
Müzenin esas büyüsü, sadece eski cihazları görmek değil, her bir objenin ardında saklı olan yaşam kesitlerini ve dönemin kültürel dokusunu hissetmek.
İletişimin teknolojinin hızlı değişimi içinde nasıl şekillendiğini, insan öyküleriyle anlatan bu müze, ziyaretçilerine gerçek bir zaman yolculuğu yaşatıyor.
Nostaljinin Kalbinde Sihirli Cihazlar
Müzenin iki katına yayılmış koleksiyon, radyonun ve iletişim araçlarının evrimine ışık tutuyor.
Alt katta, gramofonlar ve pikaplı radyolar nostaljik bir melodinin ve geçmişin seslerinin yeniden hayat bulduğu mekan olarak öne çıkıyor.
Üst katta ise telsizler, eski telefonlar, çağrı cihazları ve hatta ilk cep telefonları gibi aletler ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
İlk Radyo Anonsu
Sadece teknolojik gelişimi değil, aynı zamanda sosyal hayatı da şekillendiren radyonun evlerdeki yeri ve önemi, “Aloo aloo muhterem samiin” (muhterem dinleyiciler) gibi tarihe geçen ilk radyo anonslarıyla canlandırılıyor.
O anonsun sahibi Eşref Şefik’in, henüz evlerde radyo olmadığı için sesini sokağa hoparlörle duyurmasının hikayesi, iletişimin insanlara nasıl ulaştığını ve toplumsal bir dönüşümün başlangıcını gözler önüne seriyor.
Her Cihazın Bir Hikayesi Var
Radyo ve İletişim Müzesi’nde yer alan eserler, sadece teknik objeler olmaktan öte, yaşamın içine dokunan anılarla dolu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun köylerinden toplanan eski radyolar, bir zamanlar haberlerin, müziklerin, aile sohbetlerinin merkeziydi.
Hatta müze koleksiyonunda, Rus askerlerinin istihbarat amaçlı kullandığı sahra telefonları gibi nadir ve etkileyici parçalar da bulunuyor.
Meşe kaplamalı büyük radyoların etrafında toplanan aileler, çocukların hayal dünyalarını besleyen bu sesli pencereler, geçmişin sessiz tanıkları olarak müzenin ruhunu oluşturuyor.
Radyo Cafe’de Zamanın Tozunu Üfleyin
Müze gezisini tamamladıktan sonra, yemyeşil bahçesinde yer alan Radyo Cafe’de eski zamanların büyüsünü çay ya da kahve eşliğinde hissedebilirsiniz.
Tarihi Hamamönü’nün atmosferinde, kulaklarınızda geçmişten gelen frekanslar, gözlerinizde tarihin renkleri ile zamanda küçük bir mola vermek mümkün.
Ziyaret Bilgileri ve Giriş Ücretleri
Radyo ve İletişim Müzesi, pazartesi hariç her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık.
Hamamönü’nde Karacabey Hamamı yanı, Hacettepe Mahallesi İnci Sokak No:3 adresinde bulunan müzeye giriş ücretleri; yetişkinler için 150 TL, öğrenci ve engelliler için ise 75 TL olarak belirlendi.