Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan istatistiki verilere göre; geçtiğimiz Ağustos ayında reel sektörün (finansal kesim hariç) döviz yükümlülükleri 354,8 milyar dolarnoktasına erişti. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek düzeyi olarak kayıtlara geçti. Reel kesimin net döviz açığı ise 184 milyar 934 milyon dolar seviyesine ulaştı.
Aylık Bazda Döviz Açığı 3 Milyar Dolar Artı!
TCMB verilerine göre Ağustos ayında şirketlerin döviz varlıkları bir önceki aya nazaran 787 milyon dolarlık artış gösterdi. Aynı dönemde firmaların döviz yükümlülüklerindeki artış ise 3 milyar 788 milyon dolar yükseldi. Böylece yalnızca 1 aylık süreçte reel sektörün döviz açığında takribi 3 milyar dolar daha artış yaşandı.
1 aylık zaman diliminde yaşanan artışla firmaların toplam döviz varlıkları 184,9 milyar dolara ve döviz yükümlülükleri de 354,8 milyar dolara çıkarken, makasın giderek açıldığı görüldü. Döviz yükümlülüklerinde erişilen noktanın rekor olduğu vurgulandı.
Şirketler Neden Döviz Borçlanıyor?
Firmaların döviz yükümlülüklerindeki artışın aylardır düzenli olarak devam ettiği gözlenirken, bunun temel nedeninin ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikasının olduğu ifade ediliyor. TCMB tarafından faiz oranlarının yıllık yüzde 50 seviyesine kadar yükseltilmesi, pek çok firmayı TL borçlanmak yerine döviz üzerinden borçlanmaya itti.
Dolar ve Euro kurundaki artışın, TL kredi maliyetlerinin gerisinde olacağı düşüncesi, reel sektör aktörlerini bu yönde karar almaya itmiş görünüyor. Özellikle son 2 yılda bu durumun reelde de karşılık gördüğü söylenebilir. Gelecek yıl için de bu tablonun değişmesini beklemeyen firmaların buna göre pozisyon aldıkları düşünülüyor.
TL faizlerin enflasyonun üzerinde olması, dolar kurunun da enflasyonu körüklenmemesi adına Merkez Bankası tarafından dizginlenmesi; reel sektörün finansal karar alıcılarında döviz bazlı borçlanmanın mantıklı olacağı yönünde eğilime sebep olmuş görünüyor.
Döviz Faizi de Yurt Dışında Düşük!
Dolar bazlı kredi kullanan şirketlerin de bunu yaparken mümkün mertebe yurt dışına yöneldikleri verilere yansımış durumda. Bunda ise yurt dışında yüzde 5 dolayında döviz bazlı borçlanmak mümkün iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 10 seviyesinden başlaması etkili oluyor.