Siyah gül, yüzyıllardır gizem, hüzün ve sonsuzluk gibi kavramlarla ilişkilendirilen güçlü bir sembol olarak bilinmektedir.
Bilimsel açıdan değerlendirildiğinde, doğada tamamen siyah renkte bir gülün varlığı mümkün değildir. Bunun temel sebebi olarak, güllerin biyolojik yapısında siyah pigment üretimine olanak tanıyacak mekanizmaların yer almamasıdır.
Siyah Gül Gerçekte Nedir?
Doğada “siyah gül” şeklinde tanımlanan Rosa Black Baccara, Rosa Black Velvet ve Rosa Midnight Blue gibi türler, temelde koyu bordo ya da koyu mor tonlara sahiptir. Bu güller, ışık altında siyaha paralel bir görünüm sundukları için pazarlama ve ticari amaçlarla “siyah” olarak adlandırılmaktadır.
Bir gülün renginin bu denli koyu görünmesinin ana nedeni, çiçekteki antosiyanin pigmentinin yüksek yoğunlukta yer almasıdır. Antosiyanin miktarı artış gösterdikçe, ışık çiçeğin yüzeyinde büyük ölçüde emilir ve bu durum, rengin insan gözü tarafından siyaha yakın algılanmasına neden olur. Bununla birlikte bilimsel olarak güllerde siyah pigment ya da melanin üretimi gerçekleşmez.
Halfeti’nin Siyah Gülü Efsanesi Nedir?
Siyah gül denildiğinde ilk akla gelen örneklerden biri Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde yetişen güllerdir. Halfeti gülleri de genetik olarak siyah değildir. Bölgenin karakteristik mikroklima koşulları, toprağın yapısı ve su özellikleri ile birlikte güller son derece koyu tonlara bürünür. Bu durum, güllerin siyah gibi görünmesine sebebiyet verir.
Tarihsel süreçte Halfeti gülleri, ender bulunmaları ve sıra dışı görünümleri sebebiyle oldukça değerli kabul edilmiş, rivayetlere göre sadece çok özel ve önemli görülen kadınlara hediye edilmiştir.




