Birçok dilde isimler cinsiyetle sınıflandırılır. Örneğin, İspanyolca, Fransızca ve Almanca gibi Hint-Avrupa dillerinde, kediden masaya kadar her şey dişi ya da eril bir kategoriye yerleştirilir. Bu ayrımın, yalnızca bir dilbilgisel yapı olmadığı; aynı zamanda kültürel ve tarihsel bir ihtiyaçtan doğduğu düşünülmektedir. 

Dilin Şekillenmesinde Din ve Kültürün Rolü 

Araştırmacılar, dillerdeki cinsiyet ayrımının, dilin doğduğu dönemin inanç sistemleriyle yakından ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Hint-Avrupa dil ailesine mensup dillerin büyük çoğunluğu, çok tanrılı ve çok cinsiyetli pagan dinlerinin etkisi altında gelişmiştir. Pagan inançlarında, cansız nesnelerin bile bir ruhu olduğuna ve bir tanrı ya da tanrıçaya ait olduklarına inanılırdı. Bu inanış, dildeki dişil-eril ayrımını gerekli kılmıştır. 

Türkçe ise Şamanizm ve Gök Tengri inançlarının etkisi altında şekillenmiştir. Tengri, Türklerin tarih sahnesine çıktığı dönemde yüce bir varlık olarak kabul edilmiş, ancak kişiselleştirilmemiştir. Tengri, zamansız ve sonsuz mavi göğü temsil eder. Bu inanç sistemi, diğer tanrısal varlıkları ise insan biçiminde değil, daha sembolik ve soyut şekilde ele almıştır. Dolayısıyla, Türkçede isimleri cinsiyetlerine göre ayırma gerekliliği doğmamış olabilir. 

Türkçede İsimlerin Neden Cinsiyeti Yoktur Görsel

Japonca ile Karşılaştırma 

Türkçeyle aynı dil ailesine mensup olduğu düşünülen Japoncada ise dişil-eril ayrımı bulunmaktadır. Bunun nedeni, Japonca’nın doğduğu kültürel ortamda Şintoizm’in etkili olmasıdır. Şintoizm, çok sayıda dişi ve erkek tanrının bulunduğu bir inanç sistemidir ve bu durum dilde dişil-eril ayrımını gerektirmiştir. 

Beynin Kategorileştirme Eğilimi 

Dilbilimsel araştırmalara göre, insan beyni kelimeleri kategoriler halinde gruplandırmayı sever. Dilin evrimi sürecinde bu gruplandırma, kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda farklılık göstermiştir. Örneğin: 

Latince: Kelimeler canlı ve cansız olarak ayrılmıştır. 

Almanca: İsimler dişil, eril ve nötr olarak sınıflandırılmıştır. 

Swahili: İnsanlar, hayvanlar ve nesneler ayrı kategorilere ayrılmıştır. 

Türkçede ise tarihsel ve kültürel bağlamda böyle bir ayrım ihtiyacı görülmemiştir. Türk toplumları için daha pratik ve işlevsel bir dil yapısı öncelikli olmuştur. 

Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Dildeki cinsiyet ayrımının ne zaman ve nasıl başladığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Organize dinlerin ortaya çıkışından önce bile bu ayrımın var olmuş olabileceği düşünülmektedir. Beynin doğal kategorileştirme eğilimi, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde dilin yapı taşlarını şekillendirmiştir. 

Muhabir: Sibel Bay