Ürdün Kralı 2. Abdullah, İsrail’in yıllardır iki devletli çözüm fikrine karşı çıkmasının bölgedeki barış umutlarını tehlikeye attığını belirterek, “İki devletli çözüm ilkesi uygulanmazsa bölge mahvolmaya mahkumdur” ifadelerini kullandı.
Ürdün’ün resmi ajansı Petra’nın aktardığına göre Kral Abdullah, BBC’ye verdiği röportajda, Ortadoğu’nun geçmişte çok sayıda başarısız barış girişimine tanıklık ettiğini hatırlattı.
Barışın sağlanabilmesi için tek çıkış yolunun iki devletli çözüm olduğunu vurgulayan Abdullah, aksi durumda yaşanabilecek olası sonuçları şu sözlerle dile getirdi:
“Şeytan ayrıntıda gizlidir, iki devletli çözüm ilkesi uygulanmazsa bölge mahvolmaya mahkumdur.
Eğer bu sorunu çözemiyorsak, İsrailliler ve Filistinliler için bir gelecek kuramayız, Arap ve İslam dünyalarıyla İsrail arasında da gerçek bir ilişki inşa edemeyiz.
Bu çözüme ulaşamazsak, tekrar aynı kısır döngüye sürükleniriz.”
Kral Abdullah, İsrail’in geçmişte defalarca bu çözümü reddettiğini ve Başbakan Binyamin Netanyahu’nun geçtiğimiz ay BM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamaların da aynı yönde olduğunu söyledi.
Son dönemde bölgede tırmanan gerilime dikkat çeken Ürdün Kralı, İsrail’in İran’la gerginliği ve Katar’daki Hamas liderlerine yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Tüm dünyayı içine çekebilecek bir bölgesel çatışmaya ne kadar yaklaştığımızı görmüyor muyuz?” dedi.
Gazze’nin yönetimiyle ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Abdullah, Hamas’ın kontrolü bağımsız bir Filistin yönetimine devretmeye hazır olduğunu, bu konuda Hamas’a yakın ülkeler olan Katar ve Mısır’dan da güvence aldıklarını ifade etti.
Kral Abdullah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ateşkes sonrası sürece dahil olmasının kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Trump sadece Gazze’de değil, tüm bölgede kalıcı barışın sağlanmasını istiyor. Ancak bu, Filistinlilere bir gelecek sunulmadıkça mümkün olmayacak” diye konuştu.
Filistin Devleti’nin kurulup kurulmayacağına dair soruya ise Ürdün Kralı şu yanıtı verdi:
“Bu gerçekleşmeli. Çünkü alternatifi, bölgenin sonu anlamına gelir. Beni ve bölgedeki pek çok kişiyi barışın tek seçenek olduğuna inandıran da bu gerçektir.”