Prof. Dr. Halil Erbiş, özellikle sonbahar aylarında artan mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyardı. Kontrolsüz biçimde doğadan toplanan mantarların ciddi sağlık riski taşıdığını belirten Erbiş, zehirli mantarların kısa sürede geri dönüşsüz karaciğer yetmezliğine yol açabileceğini söyledi.
Mantar Zehirlenmeleri Artıyor
Sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte doğadan toplanan mantar tüketimi artarken, zehirlenme vakalarında da yükseliş yaşanıyor.
Prof. Dr. Halil Erbiş, özellikle amatoksin içeren amanita phalloides gibi mantar türlerinin son derece tehlikeli olduğunu belirtti. Bu türlerin toksinleri, karaciğer hücrelerini doğrudan etkileyerek hızla hasara neden olabiliyor.
Erbiş, “Yediği mantardan zehirlendiği için karaciğer nakli yaptığımız hastalar oldu” diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekti.
Belirtiler Yanıltıcı Olabiliyor
Zehirli mantar tüketiminden sonraki ilk saatlerde genellikle mide bulantısı, ishal veya kusma gibi geçici belirtiler ortaya çıkıyor. Ancak Prof. Dr. Erbiş’e göre bu belirtiler geçtikten sonra tehlike ortadan kalkmıyor. “İlk 24-48 saat içinde karaciğer yetmezliği gelişebilir. Hastaneye başvuru ne kadar gecikirse, toksinlerin etkisi o kadar artar. Erken müdahale hayati önemdedir” ifadelerini kullandı.
“Doğadan Toplanan Mantarları Tüketmeyin”
Uzmanlar, doğada mantar ayırt etmenin neredeyse imkânsız olduğuna dikkat çekiyor. Görünüm, renk veya koku gibi özelliklere göre yapılan tahminlerin yanıltıcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Erbiş, halk arasında doğru sanılan inanışları da “‘Gümüş kaşıkla test’, ‘pişince zehri geçer’ gibi yöntemler tamamen yanlıştır. En güvenli seçenek marketlerden alınan kültür mantarlarıdır” diyerek hatırlattı.
Geç Kalmak Hayata Mal Olabilir
Zehirli mantar tükettiğini düşünen kişilerin vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini vurgulayan Erbiş, “Bu durum basit bir gıda zehirlenmesi değildir. Erken müdahale ile karaciğer korunabilir, aksi halde organ nakli bile gerekebilir” dedi.