Yapay Zekâ Çağı’nın eşiğindeyiz; hatta birçok düşünüre göre, bu çağın içindeyiz. Artık kararlarımızın ve geleceğe dair umutlarımızın çoğunun verilerle şekilleneceğini söylemek mümkün. Ancak bu, herkesin yazılımcı ya da veri analisti olması gerektiği anlamına gelmiyor. Tıpkı herkesin elektrik mühendisi olmadan elektrikten faydalanabilmesi gibi, Yapay Zekâ Çağı’nda da bireylerin ve toplumların gereksinim duyacağı şey, uzmanlıktan önce, temel düzeyde bir veri okuryazarlığı bilincinin mümkün olan en geniş kesimlere yayılabilmesidir.
Veri okuryazarlığı, rakamlara bakıp yüzdelik oranlar okumaktan ibaret değildir. Bir grafiğin hangi bağlamda hazırlandığını sorgulamak, kullanılan kavramların doğru seçilip seçilmediğini fark etmek ve verilerin neyi söylediği kadar neyi söylemediğinin de şuuruna varabilmek önemlidir. Çünkü veriler, her zaman ari bir şekilde hakikati yansıtmaz. Onları toplayan, işleyen, sunan iradenin yorum ve ön yargılarını da taşır.
Günümüz iş ve akademi dünyasında, veriye sığ bakan kişilerin yanlış kararlara imza atması kaçınılmazdır. Çünkü artık mesleki başarıya giden yol, minimum düzeyde de olsa verilerin diliyle konuşabilmekten geçmektedir. Bir yöneticinin satış raporlarını okurken, bir öğretmenin talebelerinin gelişim istatistiklerini yorumlarken veya bir yurttaşın kamuya açıklanan ekonomik verileri değerlendirirken göstereceği dikkat, hayatın akışını değiştirebilir. İşte tam da bu yüzden, veri okuryazarlığı bir tercih değil; çağımızın asgari vatandaşlık sorumluluğudur. Dün okuma yazma bilmeyenler büyük ölçüde yaşamın dışında kalmışlardı. Bugün veriyi okuyamayanlar da aynı tehlikeyle karşı karşıyadırlar.
Yukarıda da belirtildiği gibi, yapay zekâ sistemleri bizlere çeşitli sonuçlar sunar. Söz konusu neticelerin dayandırıldığı verilerin nasıl analiz edildiğini anlayabilen bireyler, anlayamayanlara kıyasla iş ve sosyal yaşamlarında bir adım öne çıkacaklardır. Üstelik bu yetkinlikleri geliştirenler, hem kendilerini olası risklere karşı koruyabilir hem de daha isabetli kararlar alarak toplumsal ilerlemeye katkı sağlayabilirler. Tüm bu nedenlerle, Yapay Zekâ Çağı’nda veriyi anlamak bir lüks değil; mesleki başarıyı elde etmenin temel bir stratejisi olarak görülmelidir. Elbette herkesin bu alanın uzmanı olması gerekmez. Ancak okuyan, irdeleyen ve temel bir bilinç geliştiren bireyler, bu yeni çağın dilini diğerlerine kıyasla çok daha iyi anlayacaklardır.