Başkent sokaklarında sıkça rastlanan bu lezzet, dışarıdan gelen ziyaretçiler için tanıdık ama farklı bir sürprizdir. Simit aynıdır sanılır, ama Ankara simidi ilk lokmada düşünceyi değiştirir. Çünkü o lezzetin sırrı susamda değil, fırına girmeden önce geçtiği o özel “banyo” sürecinde gizlidir.

Tunalı’daki O Kuğulu Park’ın Kuğuları Aslında Ankaralı Değil! Zarafetleriyle Şehri Süsleyen O Kuğular Nereden Geldi?
Tunalı’daki O Kuğulu Park’ın Kuğuları Aslında Ankaralı Değil! Zarafetleriyle Şehri Süsleyen O Kuğular Nereden Geldi?
İçeriği Görüntüle

Bir Simitten Fazlası: Coğrafi İşaretin Arkasındaki Sır

Ankara simidi, 2010 yılından bu yana coğrafi işaret tesciline sahip bir ürün. Yani yalnızca “nerede üretildiği” değil, “nasıl üretildiği” de bu kimliğin bir parçası. Görünüşte her şey klasik bir simit sürecini andırıyor: hamur yoğruluyor, şekil veriliyor, susama bulanıyor ve fırına atılıyor. Ama Ankara simidini ayıran çok özel bir adım var: sıcak pekmez banyosu.

İstanbul simidinde genellikle soğuk pekmezli su kullanılırken, Ankara simidinde kullanılan pekmez kaynar hâlde hamura uygulanıyor. Bu sıcaklık, hamurun dış katmanında anında bir karamelizasyon başlatıyor. Böylece hem simidin rengi koyulaşıyor, hem de dış yüzey çıtırlaşıyor. Susamlar bu sıcak karışıma temas ettiğinde kavruluyor ve simidin üstünde hafifçe yapışarak “kavrulmuş” bir katman oluşturuyor.

İşte o bilinen koyu kahverengilik, yüzeydeki parlaklık ve ısırıldığında gelen kıtır ses, tam olarak bu işlemden kaynaklanıyor. Bu farklılık, Ankara simidini “sokakta satılan sıradan bir hamur işi” olmaktan çıkarıp, kendi başına bir kültür öğesi hâline getiriyor.

İyi Bir Ankara Simidi Nasıl Anlaşılır ve Nerede Yenir?

Gerçek bir Ankara simidi, daha ilk bakışta kendini belli eder. Rengi ne altın sarısı ne açık kahve olmalıdır; yoğun, koyu kahverengi tonda olmalı ve hafif parlak görünmelidir. Elinize aldığınızda ne yumuşak ne taş gibi sert olmalıdır. Asıl fark ise ısırdığınızda çıkar: kırıldığında net bir “çıt” sesi duyar ve simidin yüzeyinin karamelize olduğunu anlarsınız.

Başkentte bu lezzete ulaşmak zor değildir. Özellikle Kızılay çevresi, Ulus’un eski çarşı sokakları, Tunalı Hilmi Caddesi ve Kurtuluş civarında sabah saatlerinde dolaşan simit arabaları, bu geleneksel yöntemi hâlâ sürdüren fırınların izlerini taşır. Bazı taş fırınlarda üretim sabah saat 06.00’da başlar ve simitler, sıcak sıcak tezgâhlara ulaşır.

Ankaralılar için simit sadece kahvaltılık değildir; gün içinde çayla birlikte, bazen sadece sokakta yürürken elde taşınan bir atıştırmalık, bazen de çocukluğun hatırası olarak yaşar. Bu yüzden Ankara simidi, şehrin sokaklarında hâlâ çıtır çıtır yankılanan bir gelenektir.

Muhabir: Haber Merkezi