Çünkü Ankara Kalesi sadece taş duvarlardan ve yüksek burçlardan ibaret değil. Asıl hazine, surların içindeki dar sokaklarda, yaşanmaya devam eden tarihî mahallede saklı. Yüzlerce yıllık geçmişe sahip evlerin gölgesinde, zamana karşı ayakta kalan bir Ankara var orada. Ve bu eski Ankara, hâlâ nefes alıyor.
Surların Ardındaki Mahalle: İç Kale'nin Saklı Dünyası
Kaleye çıkan hemen herkes surlardan Ankara’ya bir bakış atar. Ancak çok azı, burçların hemen ardında başlayan İç Kale Mahallesi’nin içine adım atar. Oysa kalenin asıl ruhu işte tam da burada gizlidir. Arnavut kaldırımlı dar sokakların çevrelediği, birbirine yaslanmış eski Ankara evleri, surların ötesindeki bu saklı dünyayı oluşturur.
Bu mahallede hâlâ yaşayan aileler, bakırcılar, halıcılar ve geleneksel el sanatlarıyla uğraşan küçük zanaatkâr dükkânları yer alır. Eski taş duvarlar arasında yürürken bir anda küçük bir avluya, cumbalı bir konağa ya da sokak arasında kaybolmuş bir antikacıya denk gelmeniz mümkündür. Burası sadece korunmuş bir açık hava müzesi değil; yaşamaya devam eden, geçmişi bugüne taşıyan gerçek bir yerleşim alanıdır.
İç Kale’nin her sokağı, her basamağı bir zaman kapsülüne benzer. Ankara'nın beton bloklar ve hızla değişen yapısı dışında hâlâ korunmuş nadir alanlarından biri olan bu mahalle, şehrin kalbinde farklı bir zaman diliminde yolculuk hissi yaşatır.
Kaybolmaktan Korkmayın: İç Kale'de Bir Günde Neler Yapılır?
Ankara Kalesi'ni gerçekten keşfetmek istiyorsanız, aracınızı dışarıda bırakın ve yürüyerek İç Kale sokaklarına dalın. Burası gezilecek yerlerden çok, yaşanacak bir atmosfere sahip. Önce surlardan manzaraya bakın, ardından surların ardındaki sokaklara yönelin. Bakırcılar Çarşısı, antikacılar sokağı ve taş duvarlı kafeler arasında yapacağınız kısa bir yürüyüş bile size başka bir Ankara sunacaktır.
İç Kale’nin tam kalbinde yer alan Rahmi Koç Müzesi, çocuklu aileler için eğlenceli bir mola noktasıdır. Hemen yakınındaki Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ise, kentin kültürel derinliğini görmek isteyenler için eşsiz bir duraktır. Her iki müze de modern müzecilik anlayışıyla düzenlenmiş olup, kalenin tarihsel dokusuyla güçlü bir bağ kurar.
Kahvenizi taş avlulu butik bir kafede içtikten sonra, sokaklarda biraz daha dolaşın. Bazı evlerin pencerelerinden hâlâ eski Ankara türkülerinin sesi duyulur. Tabelasız bir atölyenin içinde el yapımı eşyalar üreten bir usta bulabilir ya da bir kapı aralığında geleneksel dokuma tezgâhıyla karşılaşabilirsiniz.
Bu mahalle size sadece tarihi anlatmaz, yaşatır.
