Ancak bu göz alıcı dönüşüm, mimarlık ve restorasyon çevrelerinde yıllardır süren bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Projeyi savunanlar, tarihi dokunun kurtarılarak Ankara'ya önemli bir değer kazandırıldığını belirtirken, eleştirel bir kesim ise yapılan işlemlerin "restorasyon" değil, "yeniden inşa" olduğunu ve bölgenin tarihi ruhunu kaybederek "otantik olmayan" bir tema parkına dönüştüğünü savunuyor. Bu durum, Hamamönü'nü, Türkiye'deki tarihi koruma anlayışının en çok tartışılan örneklerinden biri yapıyor.
Tarihi Dokuya Modern Dokunuş: 'Ankara'nın Safranbolu'su' Nasıl Yaratıldı?
2000'li yılların başında Hamamönü, metruk binaları, güvenlik sorunları ve bakımsızlığıyla bilinen bir mahalleydi. Altındağ Belediyesi tarafından başlatılan kapsamlı restorasyon projesiyle, bölgedeki yüzlerce tarihi sivil mimari örneği olan konak tek tek ele alındı. Proje kapsamında binaların dış cepheleri aslına uygun olarak yenilendi, sokaklar yeniden düzenlendi ve bölge, yaya öncelikli bir kültür ve sanat vadisi olarak planlandı.
Projenin tamamlanmasıyla birlikte Hamamönü, adeta "Ankara'nın Safranbolu'su" olarak anılmaya başlandı. Bir belediye yetkilisi, projenin amacını "Tarihi ve kültürel mirasımızı ayağa kaldırmak, yok olmaya yüz tutmuş bir bölgeyi yeniden canlandırarak hem Ankaralılar hem de turistler için bir çekim merkezi oluşturmaktı. Bugün Hamamönü'nün ulaştığı popülerlik, projenin hedefine ulaştığının en net kanıtıdır" sözleriyle ifade ediyor.
Restorasyon mu, Rekonstrüksiyon mu?: 'Tarihin Ruhu Kayboldu' Eleştirileri
Projenin en çok eleştirilen yönü ise restorasyon teknikleri oldu. Mimarlar Odası ve bazı koruma uzmanları, projenin büyük bir bölümünde binaların orijinal malzemeleriyle korunarak onarılması (restorasyon) yerine, tamamen yıkılarak betonarme iskeletle yeniden yapılıp üzerlerinin ahşapla kaplandığını (rekonstrüksiyon) iddia ediyor. Bu durumun, binaların tarihi ve maddi özgünlüğünü ortadan kaldırdığı savunuluyor.
Bir restorasyon uzmanı, eleştirisini şöyle dile getiriyor: "Gerçek restorasyon, bir yapının yaşanmışlığını, tarihsel katmanlarını ve orijinal malzemesini koruma sanatıdır. Hamamönü'nde ise estetik olarak tarihi bir atmosfer yaratılmış, ancak yapıların kendi 'ruhu' büyük ölçüde feda edilmiştir. Ortaya çıkan, tarihi bir mahalleden çok, tarihi dekora sahip yeni bir mahalledir. Bu, koruma etiği açısından sorunlu bir yaklaşımdır ve gelecekteki projeler için dikkatle incelenmesi gereken bir modeldir."