Türkiye-Çin Tarım İş Birliğinde Yeni Dönem
Türkiye-Çin Tarım İş Birliğinde Yeni Dönem
İçeriği Görüntüle

Avrupa, yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için enerji depolama teknolojileri ve siber güvenlik stratejilerini merkeze alan yeni bir döneme giriyor.

Uzmanlara göre uzun süreli enerji depolama sistemleri, enerji arz güvenliği ve dijital altyapıların korunması artık kıtanın enerji dönüşümünde temel öncelikler arasında yer alıyor.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleştirilen Küresel Enerji Depolama Konferansı’nda bir araya gelen Avrupa Komisyonu yetkilileri, enerji uzmanları ve sektör temsilcileri, enerji sistemlerinin geleceğini masaya yatırdı.

Avrupa Komisyonu Enerji Genel Müdürlüğü Yenilenebilir Enerjiler ve Sistem Entegrasyonu Daire Başkanı Paula Rey Garcia, Avrupa Birliği’nin 2030 yılına kadar elektrik tüketiminin yüzde 69’unu yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedeflediğini belirtti.

Garcia, bu hedefe ulaşmak için yaklaşık 200 gigavatlık enerji depolama kapasitesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Uzun vadeli enerji depolama teknolojilerinin, gelecekteki enerji talebini karşılayacak “kritik bir unsur” olduğunu da vurguladı.

Avrupa Komisyonu Enerji Güvenliği ve Emniyeti Birimi’nden Michaela Kollau ise, enerji altyapılarında hızla artan dijitalleşmenin yeni güvenlik riskleri doğurduğuna dikkat çekti.

Kollau, Komisyonun bu doğrultuda enerji güvenliği çerçevesini yenilediğini belirterek, yeni yapıda “iklim adaptasyonu, siber güvenlik, fiziksel güvenlik ve tedarik çeşitlendirmesi” gibi başlıkların bütüncül şekilde ele alındığını ifade etti.

Enerji sektöründe siber güvenlik faaliyetleri yürüten Avrupa Siber Güvenlik Ağı Direktörü Maarten Hoeve, enerji depolama tesislerinin artık doğrudan şebeke güvenliğiyle bağlantılı hale geldiğini söyledi.

Hoeve, bu sistemlerin yalnızca üretim değil, işletim düzeyinde de korunması gerektiğini belirterek, “Mevcut yasal düzenlemeler güçlendirilmiş olsa da bazı alanlarda üretici sorumluluğu devam ediyor” dedi.

Tesla Enerji Politikaları Müdürü Cecile Musialski, şirketin geliştirdiği batarya sistemlerinin klasik jeneratörlerle aynı anda frekans tepkisi verebildiğini, bunun da “dengesiz şebekelerde olası çöküşlerin önüne geçtiğini” açıkladı.

Musialski, Hawaii’de yaşanan bir jeneratör arızasında Tesla’nın 50 megavatlık batarya sisteminin 5 milisaniyeden kısa sürede devreye girerek şebekeyi kurtardığını örnek olarak paylaştı.

Konferans kapsamında yapılan sunumlarda Avrupa’nın enerji dönüşümünde üç temel öncelik öne çıktı:

“Uzun süreli depolama yatırımlarıyla enerji arz güvenliğini güçlendirmek, şebeke istikrarını korumak ve siber güvenlik altyapısını güçlendirerek dijital tehditlere karşı dayanıklılığı artırmak.”

Uzmanlar, bu üç alanda sağlanacak ilerlemenin Avrupa’nın 2050 karbon nötr hedeflerine ulaşması için zorunlu olduğunu vurguladı.

Kaynak: AA