Küresel enerji geçişinin başarısı için elektrik iletim altyapısına 2050 yılına kadar 21,4 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği bildirildi. Uluslararası denetim ve analiz kuruluşu DNV’nin yayımladığı “Enerji Sektörü Analizi 2025 – Ayrık Yapılardan Bütünleşik Sistemlere” başlıklı rapor, enerji sistemlerinin geleceğine dair çarpıcı bulgular ortaya koyuyor.
Rapora göre, dünyada enerji sektörü geleneksel ve bağımsız altyapı yapısından çıkarak, elektrik, doğal gaz ve tüketici davranışlarının birbirine entegre olduğu karşılıklı bağımlı bir sisteme doğru evriliyor. Ancak mevcut altyapı ve yönetim modelleri bu dönüşüme ayak uydurmakta yetersiz kalıyor.
DNV’nin araştırmasına katılan enerji yöneticilerinin yüzde 96’sı, mevcut iletim altyapısının yenilenebilir enerji üretim noktaları ile yüksek talep merkezlerini birbirine bağlamada yetersiz olduğunu belirtiyor. Yenilenebilir enerji sektöründeki temsilcilerin ise yalnızca yüzde 19’u mevcut planlamaların yeterli olduğunu düşünüyor.
Yatırım Yetersizliği Geleceği Tehdit Ediyor
Raporda, küresel ölçekte enerji sisteminin modernizasyonu için sadece elektrik iletim altyapısına 2050 yılına kadar yaklaşık 21,4 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği vurgulanıyor. Ancak yatırım miktarından çok, bu yatırımların hangi noktalara yönlendirileceği daha kritik bir öneme sahip olduğu açıklanıyor.
DNV’ye göre birçok ülke, iletim altyapısı planlanmadan büyük ölçekli yenilenebilir enerji projelerine onay veriyor. Bu da şebekelerin kaldırabileceğinden fazla üretimin boşa gitmesine neden oluyor. Enerji sisteminin bu plansız genişlemesi, dönüşüm sürecinde büyük aksamalara yol açabiliyor.
Altyapı İzin Süreçleri ve Koordinasyon Eksikliği Öne Çıkıyor
Katılımcıların yüzde 84’ü mevcut altyapının enerji talebini karşılamadığını, yüzde 86’sı ise altyapı izin süreçlerinin net sıfır karbon hedeflerinin önündeki en büyük engel olduğunu belirtiyor. Raporda ayrıca, 2021 yılında ABD’nin Teksas eyaletinde yaşanan ve 200’den fazla kişinin ölümüne neden olan enerji krizine de dikkat çekiliyor. Teksas’ta doğal gaz üretimi ve elektrik üretim altyapısı arasında yeterli bağlantı olmaması, sistemin tamamen çökmesine neden olmuştu.
Sanayi Tesisleri Hem Risk Hem Çözüm Unsuru
Enerji yoğun sektörlerin sistem üzerindeki etkilerine de dikkat çeken raporda, sanayi tesisleri gibi büyük tüketicilerin yalnızca yük değil, aynı zamanda şebeke yönetiminde potansiyel çözüm aktörü olduğu ifade ediliyor. 2025 itibarıyla bu sektörlerin yüzde 35’inin doğrudan özel enerji üreticileriyle ikili anlaşmalar yaptığı, yüzde 51’inin ise mevcut şebeke yapılarının yenilenebilir hedefleri desteklemede yetersiz olduğunu düşündüğü bildiriliyor.
Enerji Geçişi Bir Sistem Evrimi
DNV, enerji geçişini yalnızca fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçiş olarak değil, kapsamlı bir “sistemsel evrim” olarak tanımlıyor. Rapora göre sadece teknolojik altyapı yatırımları yeterli değil; aynı zamanda piyasa yapıları, dijital sistemler, tüketici davranışlarının yönetimi ve altyapı izin süreçlerinin de bütüncül şekilde ele alınması gerekiyor.