Güven Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Doç. Dr. Murat Bulut Özkan, meme kanserinin erken tanı ve tedavi ile önlenebileceğini vurguladı.

Hastane tarafından yapılan açıklamada, Doç. Dr. Murat Bulut Özkan'ın görüşlerine yer verildi. Özkan, her 8 kadından 1'inin hayatlarının bir döneminde meme kanserine yakalanma riski taşıdığını belirtti. Aynı zamanda kadınlarda kansere bağlı ölümlerde meme kanserinin 2. sırada yer aldığını açıkladı. Özellikle 40-50 yaş aralığındaki kadınlarda en sık görülen ölüm nedeninin meme kanseri olduğunu ifade etti. Yıllık olarak yaklaşık 2,3 milyon yeni meme kanseri tanısı konulduğunu ve yılda 600 binden fazla kişinin meme kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti

Tokat’ın Meşhur Lezzeti: Zambak Reçeli Tarifi Tokat’ın Meşhur Lezzeti: Zambak Reçeli Tarifi

Ailede meme kanseri öyküsü olmayan bireylerde erken tanı için tarama önerileri olduğunu kaydeden Özkan, şu değerlendirmede bulundu:

"20-40 yaş arası, adet başlangıç gününden 7-10 gün sonra kendi kendine meme muayenesi (KKMM) ve her 3 yılda bir doktor muayenesi, 40 yaşından sonra her sene doktor muayenesi ve mammografi ile tarama (aylık KKMM devam edilmeli) yapılmalı. KKMM'de, birinci basamak gözlemlemek, ayna karşısına geçerek sırayla kollar iki yana sarkık ve gevşek, kolları bele koyarak, kollarını her iki yanda başının üzerine kaldırarak ve kollar yine iki tarafta sarkık ama gövdeyi de öne doğru eğerek her iki memeyi de gözlemlememiz gerekmektedir. Bu gözlem sırasında, memelerde daha önce olmayan bir asimetri, cilt değişiklikleri, kızarıklık, gözle görülen bir kitle varlığında mutlaka hekim başvurusu yapılmalıdır.

İkinci basamak ise dokunarak/elle muayene; bu muayene yine ayakta ayna karşısında da yapılabileceği gibi yatarak da yapılabilir. Hangi meme muayene edilecekse karşı elin 2. 3. ve 4. parmaklarının ucuyla sırasıyla hafif, orta ve yüksek basınç uygulayarak yapılır ve memenin bütün kadranları ve koltuk altı mutlaka muayene edilmelidir."

Meme Kanseri Genetik

Özkan, ailesinde meme kanseri olan kadınların çok daha dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Örnek olarak, annesi meme kanseri olan bir kadın, annesinin meme kanseri tanısı aldığı yaştan 10 yaş küçükken meme kanseri için taramalara başlaması gerekmektedir. Mesela, annesi 45 yaşında tanı alan bir birey mutlaka 35 yaşında meme kanseri için bir merkeze başvurmalıdır." ifadesini kullandı.

Erken Tanının Önemi

Erken tanı ve tedaviyle meme kanserinin önüne geçilebileceğini belirten Özkan, şunları kaydetti:

"Meme kanseri çoğu kanser gibi 4 farklı evrede veya daha hücre içi seviyedeyken tanı alabilmektedir. Erken evre dediğimiz hücre içi evrede veya daha koltuk altı lenf bezlerine veya başka organlara yayılmadan tanı koyduğumuzda yani sadece memeye sınırlı hastalıkta sağ kalım oranları yüzde 98'in üzerindedir. Yani erken evre meme kanserinde uygun tedavi ile bu hastalık yüzünden hayatını kaybetme riski çok düşüktür. Ancak bu oranlar tanı evresi yükseldikçe artmaktadır ve organlara sıçramış (metastatik) hastalıkta bu oran yaklaşık yüzde 25'e kadar düşmektedir.

Rutin kontroller de önemli. Risk durumuna göre bireylerin kontrol sürecinin belirlenmesi gerekiyor. 40 yaş üstü kadınlarda (ek özellik yok) yılda 1 kere muayene ve mammografi, ailede 50 yaş altı meme kanseri öyküsü varsa tarama kanserin görüldüğü yaştan 10 yıl önce başlamalı ancak 25 yaştan önce başlanmasına gerek yoktur. Yüksek riskli kadınlar ise kuvvetli aile öyküsü olanlardır bu durumda ise 25 yaşından itibaren başlanabilir, mamografi yerin MRG tercih edilebilir.

Meme kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konulur. Yani şüphelenilen lezyonda alınan bir parçanın mikroskobik olarak incelenmesi yöntemi ile kesin tanıya ulaşırız. Ancak bu biyopsi öncesi mutlaka bir meme cerrahı tarafından muayene edilmesi ve yaşına uygun görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu görüntüleme yöntemleri de mamografi, tomosentez, ultrason veya manyetik rezonans inceleme olabilir."

"Tedavi temel olarak cerrahidir"

Özkan, meme kanserinin tedavisinin hem tanı anındaki evresine hem de meme kanseri tipine göre değişiklik gösterdiğini belirterek, "Tedavi temel olarak cerrahidir. Ancak hormon tedavisi, kemoterapi, akıllı ilaç tedavisi ve ışın tedavisi (radyoterapi) gibi ameliyat öncesi ve sonrası tedaviler de uygulanmaktadır. Meme kanseri tedavisinde mutlaka multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Her hasta için uygun tedavi planı oluşturulurken, bir meme cerrahı, bir meme radyoloğu ve bir tıbbi onkoloji hekimi içeren bir konsey tarafından hastayla görüşülerek planlanmalıdır. Bu nedenle hastaların deneyimli bir meme merkezine başvurmaları önemlidir." şeklinde değerlendirmede bulundu.

AA