Türkiye, Azerbaycan, Katar ve Suriye, Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı’nın devreye alınması dolayısıyla ortak bir açıklama yayımladı.
Hat, hem enerji iş birliklerini hem de bölgesel dayanışmayı güçlendirme açısından tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, söz konusu açıklamayı sosyal medya platformu X üzerinden kamuoyuyla paylaştı.
Yapılan duyuruda, yeni boru hattının dört ülke arasındaki ilişkileri daha da pekiştirdiği vurgulanarak, projenin hem ekonomik hem de insani yönüyle dikkat çektiği belirtildi.
Aralık 2024’te yaşanan önemli gelişmelerin ardından Suriye’de başlayan yeniden yapılanma sürecine doğrudan destek veren bu projeyle birlikte, Azerbaycan’dan Suriye’ye doğal gaz sevkiyatının başlamış olmasından duyulan memnuniyet de dile getirildi.
Hattın açılışının, bölge için “dayanışmanın güçlü bir sembolü” olduğu vurgulandı.
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye’nin Kilis ili ile Suriye’nin Halep kenti arasında uzanan, günlük 6 milyon metreküp taşıma kapasitesine sahip olan bu yenilenmiş boru hattı, 2 Ağustos 2025 tarihi itibarıyla resmi olarak hizmete başlamıştır.
Katar Devleti, Katar Kalkınma Fonu aracılığıyla bu girişime destek vererek, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toparlanma sürecine ve enerji altyapısının güçlendirilmesine bağlılığını bir kez daha göstermiştir.
Halep Elektrik Santrali’ne sağlanan doğal gaz akışı sayesinde ülkedeki elektrik üretiminin önemli ölçüde artması beklenmektedir.”
Açıklamada ayrıca, hattın faaliyete geçmesinin Suriye ekonomisi üzerinde canlandırıcı bir etki yaratacağı, enerji arzının iyileşmesiyle halkın yaşam koşullarının doğrudan pozitif yönde etkileneceği belirtildi.
Söz konusu projenin, sadece teknik değil, insani etkileri açısından da anlam taşıdığı kaydedildi.
Devam eden açıklamada, dört ülkenin bölgesel barış ve istikrar konusundaki kararlılığına da dikkat çekildi:
“Ayrıca ülkelerimiz bölgede barış, istikrar ve refahı güçlendirme yönündeki kararlılıklarını bir kez daha teyit etmektedir. Bölge halklarının güvenlik, kalkınma ve karşılıklı güvenin nimetlerinden birlikte faydalanacağı ayrılıklara değil iş birliğine dayalı bir gelecek inşa etmeye olan bağlılığımız devam etmektedir.”