ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Mekin Tüzün konuya ilişkin yaptığı açıklamada; "Biliyorsunuz Ankara Konya’dan sonra en büyük ikinci tarım arazisine sahiptir. Türkiyenin aynı zamanda 2. En büyük nüfusunun olduğu şehir. Böyle olunca Ankara’daki nüfusun gıda güvenliğini güvence altına almamız lazım. Son dönemde de hep beraber yaşıyoruz iklim değişikliğinin etkilerini, ve çok yoğun bir şekilde görüyoruz. Bizim son dönemde hızlı bir şekilde yapmaya çalıştığımız şey, üreticileri buna hazırlamak. İklim değişikliğine dayanıklı tarım sistemleri geliştirmek. Onun için son iki yıldır çalışmaya başladığımız ve önümüzdeki beş yıllık süreçte devam edeceğimiz toprak ve su kaynaklarını geliştirme projemiz bulunuyor. Ankarada tarım bakanlığının verilerine göre sulamaya açılabilecek alan miktarı 850 bin dekar. Biz iki yılda 130 bin dekarı sulamaya açtık. Hedefimiz önümüzdeki beş yıl içerisinde bu 850 bin dekarı sulamaya açabilmek. Teknik ve toprak tabanının uygun olduğu alanlarda bunu yapmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
"Her Ülke Gıdayı Kendi Vatandaşı İçin Kullanıyor"
Ukrayna Savaşı'na değinerek geçen yıl gerçekleşen Tahıl Koridoru meselesini hatırlatan Tüzün; "Ukrayna Rusya savaşı bize öğretti ki eğer biz üretmezsek dışardan gıdayı alamıyoruz. Ne kadar paramız olursa olsun alamıyoruz çünkü her ülke gıdayı kendi vatandaşı için kullanıyor. Biz bu konuya milli güvenlik meselesi olarak bakıyoruz. Ankara’da yaşayanlar öncelikli olarak insanların gıda ihtiyaçlarını tamamen karşılamak istiyoruz. O nedenle üreticilerimizin üretmeye devam etmesi lazım. Üretimde de verimi artıracak metotları kullanmamız lazım. Bu kapsamda hem su hem gıda krizine karşı ankarayı hazırlamak gibi bir hedef üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunlardan bir tanesi toprak ve su kaynaklarını geliştirmek. Çünkü biz kırsal kalkınmada su bizim için çok önemli bir enstrüman. Kuru tarımdan sulu tarıma geçtiğiniz zaman üreticinin gelirini 3 kat artırabiliyorsunuz. Eğer bunları teknik olarak desteklerseniz 5 kata kadar çıkarma şansınız var. üreticiyi üretimden koparmadan yerinde mutlu olabilecekleri ve gelir elde edebilecekleri yol ve yöntemleri araştırıp bulup uygulamak çabamızı devam ettiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Gıdanın milli güvenlik meselesi olduğuna dikkat çeken Mekin Tüzün; "Ülkeleri ordularla fethedebilirsiniz ama gıda ile kontrol edebilirsiniz. Ülkedeki gıda politikasını eğer düzgün bir şekilde yönetebilirseniz insanları mutlu ettiğiniz gibi sağlıklı bir genç nesil de yetiştirirsiniz. Ne yersen osun diye bir söz vardır. Dolayısıyla biz özellikle çocuklarımızı sağlıklı gıdalarla beslersek geleceği güvence altına almış oluruz.Deprem döneminde gıda tedarik zincirini güvence altına alacak sistemleri kuramadığımız için ciddi sorunlar yaşadık. Ancak şu anda bu zinciri oluşturmak için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Kriz ve afet dönemlerinde oluşabilecek gıda ihtiyacına karşılık verecek en azından afet bölgesinin çeperinde gıda depoları kurmalıyız" dedi.
