Kış aylarının gelişiyle birlikte antibiyotikler ve gıda takviyeleri yeniden yoğun biçimde kullanılmaya başladı. Türkiye’de Klinik Eczacılık alanının kurucusu Prof. Dr. Fikret Vehbi İzzettin, bu iki ürün grubunun yanlış kullanımının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor. İzzettin, hem antibiyotiklerde hem de takviyelerde akılcı kullanım çağrısı yaptı.
Antibiyotik Yalnızca Bakteriyel Enfeksiyonda Etkili
Prof. Dr. İzzettin, antibiyotiklerin yalnızca bakteriyel enfeksiyonlarda tedavi edici etkisi olduğunu hatırlatarak soğuk algınlığı gibi viral hastalıklarda bu ilaçların işe yaramadığını vurguladı. “Antibiyotik bir nedenle kaldıysa bir başka enfeksiyonda bunu kullanmak yanlış bir davranış. Kalan antibiyotiği aynı semptomlar var diye başka birine vermek de yanlış bir davranış” dedi.
DSÖ: Antibiyotiklerin Yarısı Yanlış Kullanılıyor
Dünya Sağlık Örgütü verilerine işaret eden İzzettin, ilaçların dünya genelinde yarısının hatalı reçetelendirildiğini, yarısının da hastalar tarafından yanlış kullanıldığını ifade etti ve “Avrupa ve Avrupa dışındaki çalışmalarda antibiyotik reçetelerinin yüzde 40’ından fazlasının uygunsuz olduğunu görüyoruz. Türkiye’de de antibiyotik tüketimi yüksek” şeklinde konuştu.
Antibiyotikler Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Prof. Dr. Fikret Vehbi İzzettin, toplumda antibiyotiklerle ilgili yaygın şekilde dile getirilen hatalı inanışlara dikkat çekerek doğru bilgileri sıraladı. İzzettin’e göre antibiyotikler ateş düşürmez, ağrıyı hafifletmez, burun akıntısı ya da öksürüğü azaltmaz ve grip ile soğuk algınlığını iyileştirmez. Ayrıca antibiyotikler, hastalığın başkalarına bulaşmasını da engellemez.
Her antibiyotiğin her bakteriyel enfeksiyonda etkili olmadığını vurgulayan İzzettin, bu yanlış algıların tedaviyi geciktirdiğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre antimikrobiyal direnç, yalnızca 2019 yılında 1,27 milyon ölümden doğrudan, 4,95 milyon ölümden ise dolaylı olarak sorumlu tutuluyor. Bu nedenle antibiyotiklerin yalnızca hekim önerisiyle kullanılmasının hayati önem taşıdığı ifade ediliyor.
Takviyeler Herkes için Güvenli Değil
Gıda takviyelerinin ancak doğru kişide ve doğru dozda etkili olabileceğini belirten İzzettin, kronik hastalıklar, gebelik ve ileri yaş gibi durumlarda bu ürünlerin risk oluşturabileceğini söyledi.
Bazı takviyelerin teratojenik olabileceğine dikkat çeken İzzettin, özellikle yüksek doz A vitamini içeren ürünlerin hamilelikte zararlı olabileceğini vurguladı.
Hangi Hastalar Takviyeleri Kullanırken Dikkat Etmeli?
İzzettin’e göre takviye kullanımında bazı gruplar özel risk taşıyor:
- Gebeler: Takviyedeki maddeler plasenta yoluyla bebeğe geçebilir.
- Emziren anneler: Etken maddeler sütle taşınabilir.
- Yaşlılar: Karaciğer, böbrek ve kalp fonksiyonları yaşla birlikte değiştiği için yan etki riski artar.
- Böbrek hastaları: Magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller birikebilir.
- Karaciğer hastaları: Bazı takviyeler karaciğer hasarı riski taşır.
Hipertansiyon ve diyabet hastaları: Ginkgo biloba gibi içerikler tansiyonu yükseltebilir.
Takviyeler Besinin Yerini Tutmaz
Gıda takviyelerinin yalnızca normal beslenmeyi desteklemek amacıyla kullanılabileceğini belirten İzzettin, “Hiçbir gıda takviyesi ilaç yerine geçmez” diyerek uyardı. Ayrıca, doğal kelimesinin zararsız anlamına gelmediğini hatırlattı.