İnsanların gözleri kapalıyken neden dümdüz yürüyemediği, bilim dünyasında yaklaşık bir yüzyıldır merak edilen ve çözülemeyen sorunlardan biri olmayı sürdürmektedir. Gündelik hayatta önemsiz gibi görünen bu durum, aslında insan mekânsal algısına dair karmaşık bir mekanizmayı işaret etmektedir.

Gözler Kapalıyken Düz Bir Hatta Yürümek Neden Bu Kadar Zordur?

Gözler kapandığında, dış dünyaya dair en güçlü referans kaynağımız olan görsel ipuçlarını kaybederiz. Bu ipuçlarının yokluğu, beynimizin konum ve yön tayini konusunda hata yapmasına neden olur. Yapılan deneylerde, gözleri kapalı bireylerin çoğunlukla düz yürüdüklerini zannettikleri, ancak aslında belirgin daireler çizerek ilerledikleri tespit edilmiştir.

Görsel Referans Olmadan Yön Tayini Neden Mümkün Değildir?

İnsan beyni, yön tayini sırasında çevredeki nesnelerden, ışık değişimlerinden ve sabit referans noktalarından faydalanır. Ancak görüş alanı tamamen kapandığında ya da etrafta yön belirleyecek bir nesne bulunmadığında, beynin “doğru yön” algısı bozulur.

Brendan Fraser’dan Japonya’da ‘Kiralık Aile’ sürprizi
Brendan Fraser’dan Japonya’da ‘Kiralık Aile’ sürprizi
İçeriği Görüntüle

Bu tür durumlarda insanlar bilinçli olarak yön tayini yapamaz ve içgüdüsel olarak hareket eder. Bu hareketlerdeki en ufak denge veya yön sapması ise zamanla büyüyerek yürüyüş hattının kıvrılmasına, hatta tamamen dairesel bir rotaya dönüşmesine yol açar.

Bilim İnsanlarının Bu Duruma Getirdiği Açıklamalar Neler?

Araştırmacılara göre, gözler kapalıyken dümdüz yürüyememenin nedeni, her adımda beynin yön algısında oluşan küçük sapmaların zamanla birikmesidir. Bu sapmalar ilerledikçe düz bir hatta gitmek giderek imkânsız hâle gelir.

Bazı bilim insanları, bu olayın altında yatan sebebin bedenimizdeki vestibüler sistem ve proprioseptif sistem arasındaki koordinasyonun bozulması olabileceğini öne sürmektedir:

Vestibüler sistem, iç kulakta yer alır ve dengeyle ilgilidir.

Proprioseptif sistem, kaslar ve eklemler üzerinden vücut pozisyonunu algılar.

Görsel destek olmadığında bu sistemler normalden fazla yüklenir ve hata payı artar. Vestibüler sistemin verdiği yanlış sinyaller, kişinin aslında düz gittiğini sanmasına rağmen yönünü şaşırmasına yol açar.

Farklı ülkelerde yapılan deneylerde katılımcılardan gözleri bağlanarak düz bir hatta yürümeleri istenmiştir. Neredeyse tüm katılımcılar, birkaç metre içinde yönlerinden sapmış, bazen kendi etraflarında dönecek kadar belirgin eğriler çizmiştir. Bu gözlemler, insanların yön duygularının dışsal görsel ipuçları olmadan hızla bozulduğunu kanıtlamaktadır.

Muhabir: Nida Yağmur Mercan