Evrenin başlangıcına yaklaştıkça, geleneksel fizik yasaları çökmeye başlıyor. Bu tekillikle başa çıkmanın zorluğu, bilim camiasını "hayali zaman" kavramına yönlendiriyor. Sanal zaman, kuantum mekaniği ve genel görelilik denklemlerinde kullanılan, zamanın matematiksel olarak basitleştirilmiş hali olarak tanımlanıyor.

Basitçe ifade etmek gerekirse, gerçek zamanı yatay bir çizgi olarak düşünebiliriz. Bu çizgi üzerindeki tek bir nokta, zamanda bir anı temsil eder. Şimdi, gerçek zamanla dik bir ikinci çizgi düşleyin; işte bu sanal zamanı temsil eder. Sanal zamanın gerçek zamanı dik olarak kestiği bu noktada, her şeyin aynı anda gerçekleştiği bir durumu düşünebiliriz.

Matematiksel olarak, sanal zamanı oluşturmak için Minkowski'nin uzay-zamanını değiştirmek gerekiyor. Bu dönüşümde Wick'in dönüşü adı verilen bir yöntem kullanılır. Gerçek zamanın düz çizgisini, sanal zamanı temsil eden bir dikey çizgiye dönüştürmek için gerçek zamanın değeri "i" ile çarpılır.

Bu hayali zaman kavramı, evrenin başlangıcına yakın bir noktada tekillikle başa çıkma çabalarını kolaylaştırır. Matematiksel olarak sanal zaman, zaman eksenine dik bir çizgidir. Bu çizgi, evrenin başlangıcına yaklaştıkça geleneksel fizik yasalarının çöktüğü noktada bilim dünyasına rehberlik eder.

Bulyonizm (Külçecilik) Nedir? Bulyonizm (Külçecilik) Nedir?

Ancak, "hayali" kavramının kabulü uzun bir mücadeleye dayanıyor. Lewis Carroll'un "Alice Harikalar Diyarında"da olduğu gibi, bazıları bu fikri saçma buluyor. Ancak Stephen Hawking gibi modern fizikçiler, matematiksel modellerin gerçek dünyayı tahmin edebildiğini savunarak "hayali zaman"ın belki de gerçeklikle daha fazla ilişkilendirilmesi gerektiğini öne sürüyor.

Muhabir: Sibel Bay