Yüzyıllardır merak uyandıran ve pek çok tartışmaya yol açan “kendiliğinden insan tutuşması” (spontaneous human combustion) vakaları, bilimsel araştırmalar ile halk arasındaki inançların kesişim noktasında yer alır. Kimi zaman adli kayıtlara geçen bu olaylar, bugün hâlâ kesin bir şekilde açıklanabilmiş değildir.
Tarihi Kayıtlardaki Vakalar Neyi Gösteriyor?
Kendiliğinden tutuşma iddiaları ilk olarak 17. yüzyılda Avrupa’da kayıtlara geçti. 18. ve 19. yüzyıllarda ise bu tür raporların sayısında belirgin bir artış yaşandı.
Olayların ortak noktası, genellikle gövde bölgesinde yoğun yanma görülmesine rağmen çevrede büyük bir hasarın olmamasıydı. Bazı raporlarda alkol tüketiminin etkili olabileceği öne sürülmüş ancak bu iddialar hiçbir zaman kesin kanıtlarla desteklenememiştir.
İrlanda’daki Olay Dikkat Topladı
2010 yılında İrlanda’nın Galway kentinde yaşayan Michael Faherty, evinde yanmış halde ölü bulundu. İncelemelerde herhangi bir yangın kaynağına ya da hızlandırıcı maddeye rastlanmadı.
Yangının yalnızca sınırlı bir bölgede etkili olması, olayı daha da gizemli hale getirdi. Savcılık, Faherty’nin ölümünü “kendiliğinden tutuşma” olarak kayıtlara geçirdi.
Bu karar, modern dönemde bu şekilde sınıflandırılan nadir örneklerden biri olarak dikkat çekti.

Bilimsel Yaklaşım Mevcut Olayları Nasıl Yorumluyor?
Bilimsel açıdan bazı kimyasal maddeler düşük sıcaklıklarda kendiliğinden tutuşabilir ancak insan vücudu, sahip olduğu yüksek su oranı nedeniyle bu özelliğe sahip değildir. Adli tıp uzmanları, bugüne kadar doğrulanmış bir “kendiliğinden tutuşma” vakasının bulunmadığını vurgulamaktadır.
Araştırmalarda öne çıkan en güçlü açıklama ise “fitil etkisi” (wick effect) teorisidir. Bu modele göre, bir kıvılcım veya közün etkisiyle giysiler alev alır. Ardından vücut yağları, tıpkı bir mumun fitilini besler gibi yanmayı sürdürür. Bu süreç yavaş ilerler ve yüksek sıcaklık üretmesine rağmen çevrede büyük bir yangın oluşturmaz.
Deneylerle Güçlendirilen Teori
1998 yılında yapılan bir deneyde, battaniyeye sarılı bir domuz leşi kontrollü şekilde ateşe verildi. Yanma sürecinde gövde bölgesinin büyük ölçüde tahrip olduğu ancak çevredeki eşyaların zarar görmediği gözlemlendi.
Bu sonuç, fitil etkisi teorisinin mekanizmasını destekleyen önemli bir bilimsel kanıt olarak değerlendirildi.
Bugün itibarıyla, “kendiliğinden insan tutuşması” fenomeni kesin olarak kanıtlanmış bir gerçek değildir. Tarihsel kayıtlar, kültürel anlatılar ve adli vakalar bu gizemi canlı tutsa da mevcut bilimsel veriler, olayları açıklamak için daha makul mekanizmalara ihtiyaç duymaktadır.
Bu nedenle konu, bilim ile efsane arasındaki ince çizgide varlığını sürdürmeye devam etmektedir.




