Bilim-Teknoloji

İnsanları Dondurup Hayata Döndürmek Mümkün müdür?

Kriyonik, insanlığın ölüm ve yaşam kavramını sorgulatan heyecan verici bir fikir olsa da, günümüzde bilimsel olarak doğrulanmış bir yöntem değildir.

Abone Ol

Kriyonik ya da halk arasında bilinen adıyla “insan dondurma”, uzun yıllardır hem bilim dünyasında hem de popüler kültürde tartışılan bir konudur. Bu fikir, ölüm anında bedeni dondurarak, gelecekte tıp ve teknoloji geliştiğinde tekrar hayata döndürmeyi amaçlamaktadır.

2024’te yayımlanan Why We Die: The New Science of Aging and the Quest for Immortality adlı kitapta Nobel ödüllü biyolog Venki Ramakrishnan, kriyonik yöntemlerini, bu alandaki bilimsel boşlukları ve sektörün karşılaştığı zorlukları detaylı biçimde ele alıyor. Ramakrishnan, insanların uzun süreli yaşam arayışının bilimsel temellerini incelerken, kriyonik uygulamalarının henüz deneysel bir alan olduğunu vurguluyor.

Kriyonik Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Kriyonik, bir kişinin ölüm anında bedeni çok düşük sıcaklıklarda dondurarak korunması işlemidir. Amaç, ileride bilimsel ve tıbbi gelişmeler sayesinde kişiyi tekrar hayata döndürmektir. Ancak işlem sanıldığı kadar basit değildir.

İnsan vücudu büyük oranda sudan oluşur, su donduğunda genişler ve buz kristalleri hücreleri parçalayabilir. Bu nedenle kriyonik aslında “vitrefikasyon” yani camlaşma tekniğiyle gerçekleştirilir. Gliserol gibi katkı maddeleri, suyun buz kristallerine dönüşmesini önleyerek hücrelerin yapısını korur.

Kriyoniğin Tarihçesi

Kriyonik fikrinin popülerleşmesinde en önemli rol, fizik ve matematik öğretmeni olan ve aynı zamanda bilim kurgu yazarı Robert Ettinger’a aittir. Ettinger, geleceğin bilim insanlarının bu dondurulmuş bedenleri hayata döndüreceğini ve gençleştireceğini öngörüyordu.

1976’da Detroit yakınlarında Cryonics Institute’u kuran Ettinger, ilk olarak kendi annesi Rhea Ettinger’in bedenini dondurmuştu. Bugün Ettinger’in iki eşi de aynı tesiste sıvı azot içinde saklanıyor. Ettinger’in vizyonu, ölümden sonraki yaşamın bilim ve teknoloji ile mümkün olabileceğine dayanıyordu.

Kriyonik Süreci ve Modern Uygulamalar

Kriyonik uygulamasında kişi öldüğü anda bedendeki kan boşaltılır ve yerine antifriz benzeri bir sıvı verilir. Ardından beden sıvı azot içinde çok düşük sıcaklıklarda korunur. Bu yöntem teorik olarak bedenin uzun süre zarar görmeden saklanmasına olanak tanır.

Bugün benzer işlemler, kök hücreler, sperm, embriyo ve bazı hayvan embriyolarının saklanmasında rutin olarak kullanılıyor. Örneğin larva halindeki solucanlar ve bazı hayvan embriyoları dondurulup sonra hayata döndürülebiliyor. Ancak insan bedeni, çok daha karmaşık ve hassas yapıya sahip olduğu için bu tekniklerin insanlarda uygulanabilirliği hâlâ tartışmalıdır.

Bilimsel Zorluklar ve Engeller

Kriyonik savunucuları umutlu olsa da, insan bedeninin ölümden sonra hayata döndürülmesine dair henüz hiçbir güvenilir kanıt yoktur. Ölüm anından sonra bedenin tüm hücreleri oksijen ve besin eksikliği nedeniyle biyokimyasal değişimlere uğrar. Bu süreç, bedenin dondurulmasını ve daha sonra hayata döndürülmesini teknik olarak son derece zor hâle getirir.

Beynin fiziksel yapısının korunmasının yeterli olduğu savunulmaktadır. Bu yaklaşım, beynin tüm sinirsel bağlantılarını haritalamayı hedefleyen connectomics (bağlantıbilim) alanına dayanmaktadır ancak çalışmalar hâlâ sinekler ve küçük organizmalar üzerinde yürütülmekte olup, insan beynine uygulanabilir bir yöntem henüz geliştirilmemiştir.