Dilin evrimi, insanlık tarihindeki en karmaşık ve zorlu süreçlerden biridir. Dilbilimciler, insanların dil konusundaki yeteneklerinin, soyut düşünme ve geleceği planlama gibi özelliklerle birleştiğini belirtirler. Bu bağlamda, Proto-İnsan Dili gibi erken dönem dil formları üzerinde yoğun bir spekülasyon vardır ancak bu dili rekonstrüksiyonu son derece zordur ve izleri bulunmamaktadır.
Buna karşın, insanlar arasındaki iletişim yeteneği tarih boyunca gelişmiş ve farklı dil aileleri ortaya çıkmıştır. Dilbilimciler, dilin M.Ö. 100.000 civarında başladığına inanmaktadırlar. Bu dönemde, modern insan kafatasları ve ses yolları gelişmekteydi ve bu aşamaya Proto-İnsan Dili adı verilmektedir.
Ancak, daha spesifik olarak, günümüzdeki birçok dilin kökeni olan Hint-Avrupa dil ailesine odaklandığımızda, bu dil ailesinin en eski temsilcisinin Proto Hint-Avrupa Dili (PIE) olduğunu söylemek mümkündür. Hint-Avrupa dil ailesi, dünya genelinde birçok konuşmacı tarafından kullanılan dilleri içermektedir. Ancak PIE'nin tarihi M.Ö. 4500 ile M.Ö. 2500 yılları arasında konuşulduğu düşünülmektedir.
Hint-Avrupa dil ailesi, dilbilimcilerin benzer kelimeleri ve gramatik kalıpları karşılaştırmalarına olanak tanıyan bir yapı sunmuştur. Bu benzerliklerin, Avrasya'nın farklı bölgelerinde benzer diller konuşulduğunu göstermesi, dilbilimcilerin Proto Hint-Avrupa Dili'nin rekonstrüksiyonuna olan ilgilerini artırmıştır.
Tüm bu spekülasyon ve araştırmalara rağmen, dilbilimciler arasında PIE'nin kökeni ve konuşulduğu yer konusunda bir anlaşmazlık devam etmektedir. Avrasya bozkırlarında, özellikle de Türkiye'de konuşulduğu tezine karşı, yeni teoriler ortaya çıkmaktadır. Ancak, dil tarihinin karmaşıklığı ve eksiklikleri göz önüne alındığında, bu sorunun net bir yanıtının olmadığını kabul etmek önemlidir.