İlk defa Dr. Bayard Clarkson tarafından 1960 yılında keşfedilen hastalığa literatürde "Clarkson" denilmektedir.
Hastalığın temelinde, kılcal damarlarda bulunan sıvı ve birtakım elementlerin bilinmeyen bir nedenle hızlı bir şekilde damar dışına doğru sızması yatar. Sızan sıvı nedeniyle damar içerisindeki kan basıncı ani olarak düşer ve bu durum şok tablosunun oluşmasına neden olur.
Ataklar halinde ortaya çıkan kaçış sendromu hastalığının şiddeti kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Hasta ayda bir kez krize girebileceği gibi senelerce hiçbir şekilde belirti göstermeyebiliyor.
Nedeni bilinmeyen bir şekilde ve aniden beliren ataklar yaşanarak semptomlar kendini belli ediyor. Bu ataklar sonucunda kişinin kan basıncında ani bir düşme meydana gelir ve oluşan şok durumu tedavi edilmezse durum, önce organ yetmezliği ardından ölüm ile sonuçlanabilmektedir.
Hastalık ani tansiyon düşmesi, yüksek ateş, halsizlik, yorgunluk, kas ve eklem ağrıları, baş dönmesi, bulantı, ödem ve sinirlilik durumları gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor.
Kesin bir tedavisi olmayan kaçış sendromunda, atakların engellenmesine yönelik tedaviler uygulanmaktdır. Bu şekilde hastanın yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Belirtilere sahip kişilerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalrı oldukça önemlidir.
