Prof. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel; “Işık kirliliği bizim vücut ritmimizi bozuyor. Nasıl bozuyor. Örnek verelim. Ağırlık yönetimi ile ilgili, gece ışığa maruz kalan bireylerin kilo fazlalığı olma ihtimali yüzde 13 daha fazla obez olma ihtimali yüzde 22 daha fazla. Yani diyet ve fiziksel aktiviteyi bir kenara bırakın gece ışığa maruz kalmamaya dikkat ettiğinizde bile ağırlık yönetiminizde önemli bir gelişme kaydedersiniz. Gece maruz kaldığımız ışık kirliliği diyabet başta olmak üzere pek çok hastalığın oluşumunu artırıyor. Mesela evdeki ışık mı yoksa dışarıdaki ışık mı daha çok etkiliyor diye bakıldığında, evde maruz kaldığımız, kullandığımız aydınlatma sistemi gece baktığımız ekranların ışığı dışarıdaki sokak aydınlatmalarından daha riskli konumda olduğu görülmüş. Aslında babaannelerimizin dedelerimizin yaşadığı hava karardıktan sonra hayatın yavaşladığı düzenin bedenimiz için daha sağlıklı olduğunu, yapılan bilimsel çalışmalardan görüyoruz” dedi.

Ölümden Sonra Vücudumuzda Neler Olur? Ölümden Sonra Vücudumuzda Neler Olur?

Uykusuzluk Obezite Riskini Artırıyor

Öğretim üyesi Prof. Dr. Demirel; “Uyku ikinci faktör. Yapılan çalışmalar, dünyanın hemen her yerindeki toplumların 3’te 1’inden daha fazlasının günde 7 saatten az uyuduğunu söylüyor. Bu istatistik son dönemde artan obezite riski ile yaşam tarzındaki değişiklik arasındaki ilişkiye işaret eden çok fazla çalışma mevcut. Uykunun ideali 7-8 saat olarak belirleniyor. Gece uykusunu 7-8 saatten düşürdüğünüz her 1 saatte obezite riskini %9 artırıyorsunuz. Örneğin, 5 saat uyuyan biri için obezite riski yüzde 18’dir. Ancak fazla uyumak da obezite riskini artıran faktörler. 9 saat uyuyan biri için obezite riski de %2 artıyor. 7-8 saat ideal ancak altında ve üstünde uyuduğumda obezite riskim ciddi oranda etkileniyor. Bununla alakalı en önemli veri vardiyalı çalışanlarda. Hemşireler, güvenlik görevlileri gibi vardiyalı çalışanlarda riskin yüzde 23 yüksek olduğu tespit edilmiş. Karın çevresindeki yağlanma, iç organlardaki yağlanmalarla da ilişkili olduğu için en sevmediğimiz obezite tipidir aslında, bu risk vardiyalı çalışanlarda yüzde 35 artıyor. Uyku az uyunduğunda beyindeki iştah merkezini uyarıyor. Açlık tokluk hormonlarımızı etkiliyor. Uykusuz kaldığımızda daha yorgun hissediyoruz ve hareketsizleşiyoruz bu da enerji depolamamız anlamına geliyor. Dolayısıyla enerji alma ve enerji harcama arasındaki dengeyi bozuyoruz. Melatonin ve büyüme hormonunun azaldığınız görüyoruz. Büyüme hormonunun azalması yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Okul çağındaki çocuklarda yetersiz uyku büyüme geriliği ve obeziteyi etkiliyor. Bir defa kaç saat ve hangi saat aralığında uyuyacağımızı en sağlıklı şekilde belirlememiz gerekiyor. Uyudum ama aralıklı uyuduysam bu sağlıklı bir uyku muydu? 4 gün düzenli ve sağlıklı uyudum ama kalan 3 gün düzensiz uyudum, bu da vücut tarafından sosyal jetlak olarak reaksiyon yaratıyor. Gece tükettiğimiz abur cuburlar yüksek yağ ve şeker içeren besinler oldukları için obezite riskini oldukça etkiliyor” şeklinde konuştu.

Ebeveynleriyle Yemek Yiyen Çocuklarda Obezite Riski Daha Düşük

Prof. Zehra Büyüktuncer Demirel obezite riskini artıran döngülere değinerek; “Aydınlık karanlık, uyku ve uyanıklığı konuştuk, son döngümüz ise açlık ve tokluk döngüsü. Kabaca beyin ve organlar arasındaki uyuma sirkadiyen ritim diyoruz. Eğer biz beslenmemizi bu ritme uygun düzenliyor isek yani öğünlerimizi 24 saate uygun düzenliyorsak obezite riskini azaltıyoruz demektir. Biz gece değil gündüz yaşayan varlıklarız, bu nedenle metabolik olarak sağlıklı olmamız için gündüz beslenmemiz en doğrusu. Eğer sirkadiyen ritmimi göz ardı ederek beslenirsem bu benim obezie riskimi artıran bir faktör oluyor. Burada konuştuğumuz birkaç başlık var birincisi beslenme penceresi. Beslenme penceresi, sabah ilk öğününüzle akşam son öğününüz arasındaki sürenin kavramsallaştırılmasıyla oluşur. Bu pencerenin başlayıp bittiği saatlerin aralığının kaç saat olduğu ve sabah mı öğleden sonra mı yoksa akşam mı bittiği gibi obezite üzerinde çeşitli belirleyici unsurları var. Bunların dışında bir de hafta içi ve hafta sonu arasında ne kadar fark olduğu da önem arz ediyor. Bu tür şeylerin yanında bir de öğünlerin kompozisyonu da önemlidir. Mesela bazı besinler çok daha kolay uyku getirirken bazı besinler çok daha kolay uyku kaçırıyor. Dolayısıyla ne yediğimiz de önemli. Beslenmenin zamanlanması ve hangi saatte ne yediğiniz de önemli. Tabii ki insan robot gibi sürekli aynı şeyleri yapamayabiliriz ancak mümkün mertebe dikkat edilmesinde fayda var. Mesela, akşam yemeklerini ailece yemek yemek için geç saatlere sarkabilir. Yapılan araştırmalar anne babasıyla yemek yiyen çocukların ruh sağlıklarının vücut ağırlıklarının daha sağlıklı, ruhsal gelişiminin daha iyi olduğunu gösteriyor. Genetik yatkınlıklar neler söylüyor, cinsiyete bağlı olarak, alınan ilaçlara bağlı olarak, davranışsal olarak, kültürel olarak vesaire çok fazla belirleyicimiz var. Dolayısıyla robot gibi sürekli aynı saatte aynı şeyi yapamayacağımızı biliyoruz” cümlelerini kullandı.

Muhabir: Arda Kemal Atay